Çin, Hong Kong’da uygulanacak Ulusal Güvenlik Yasası’nı onayladı

Uluslararası basında yer alan haberlere göre Çin‘in en üst düzey yasama organı Ulusal Halk Kongresi’nde (UHK) yapılan oylamada Ulusal Güvenlik Yasası, oy birliğiyle kabul edildi.

Yerel saatle sabah 9.00’da başlayan oturumda yasa oylamasının 15 dakikada tamamlandığı ve 162 daimi komite üyesinin evet oyu kullandığı bildirildi.

Kongre’nin onayını almasının ardından yasanın 1 Temmuz’dan itibaren geçerli olacağı kaydedildi.

Çin’in yeni güvenlik yasası

Hong Kong’da geçen yıl 9 Haziran’da bir milyona yakın gösterici sokaklara dökülmüş ve suçluların Çin’e iadesi tasarısını protesto etmişti.

Çoğunlukla barışçıl ortamda geçen gösterilerde, geç saatlerde sokakta kalan protestocular ile polis arasında çatışmalar çıkmıştı. Bölgede aylarca süren protestoların ardından yerel hükümet geçen yıl 23 Ekim’de tasarıyı geri çekmişti.

Diğer yandan Batı’dan ve Hong Kong‘daki muhalefetten tepki gören Ulusal Güvenlik Yasası kararı ise Çin Ulusal Halk Kongresi tarafından 28 Mayıs’ta kabul edilmişti. 

Ulusal Güvenlik Yasası, Çin merkezi hükümetini yıkma, isyana teşvik, vatana ihanet, terör ile ulusal güvenliği tehlikeye atan fiil ve etkinliklerin yasaklanmasını içeriyor.

Hong Kong Baş Yöneticisi Carrie Lam, Ulusal Güvenlik Yasası’na ilişkin yaptığı açıklamada, yasanın “ulusal güvenliği tehdit eden çok küçük bir azınlığı cezalandıracağını” açıklamıştı.

Bakan Soylu: Cumhuriyet tarihinin en büyük uyuşturucu operasyonu ‘Bataklık’ 9 ülkenin iş birliğiyle düzenlendi

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Cumhuriyet tarihinin en büyük uyuşturucu operasyonu “Bataklık“ın 9 ülke iş birliğiyle düzenlendiğini açıkladı.

İçişleri Bakanı Soylu, “Operasyonda şu ana kadar 67 hedef gözaltına alındı, 70 milyon liraya el konuldu.” dedi.

Soylu, “Örgütün tepe yöneticilerinden bir tanesi hakkında kırmızı bülten, Brezilya ve Hollanda’da 26 yıllık hapis cezası var.” ifadelerini kullandı.

Kısa çalışma ödeneğinin süresi 1 ay uzatıldı

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19)  Nedeniyle Dışsal Etkilerden Kaynaklanan Dönemsel Durumlar Kapsamındaki Zorlayıcı Sebep Gerekçesiyle Kısa Çalışma Uygulanan İşyerleri İçin Kısa Çalışma Ödeneğinin Süresinin Uzatılması Hakkında Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete’de yayımlandı.

Buna göre, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun ek 2’nci maddesi ile geçici 23’üncü maddesinde belirtilen esaslar çerçevesinde Kovid-19 nedeniyle 30 Haziran 2020 tarihine kadar kısa çalışma başvurusunda bulunmuş olan iş yerleri için kısa çalışma ödeneğinin süresi, yeni bir başvuru ve uygunluk tespiti yapılmasına gerek bulunmaksızın daha önce kısa çalışmadan yararlanan aynı işçiler için ve aynı şartları aşmamak kaydıyla bu kararın yayımlanma tarihi öncesinde kısa çalışma uygulaması biten iş yerleri bakımından 1 Temmuz 2020 tarihinden itibaren, bu kararın yayımlandığı tarihte kısa çalışma uygulaması devam eden iş yerleri bakımından ise kısa çalışma bitiş tarihinden başlamak üzere bir ay uzatıldı.

Kovid-19 nedeniyle dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumlar kapsamındaki zorlayıcı sebep gerekçesiyle yapılan ödemeler, başlangıçta belirlenen işsizlik ödeneği süresinden düşülmeyecek.

Pakistan’da silahlı saldırı: 4 saldırgan etkisiz hale getirildi, 5 kişi yaşamını yitirdi

Pakistan’da menkul kıymetler borsası (PSX) binasına rastgele ateş açarak giren ve beş kişinin ölümüne, üç kişinin yaralanmasına sebep olan dört saldırgan etkisiz hale getirildi.

Saldırganlar yerel saatle 10.40 (TSİ 08.00) sularında Karaçi kentinde bulunan PSX’in dış kapısına el bombası attıktan sonra rastgele ateş açarak borsa binasına girdi. 

Burada ilk belirlemelere göre biri polis, dördü güvenlik görevlisi beş kişinin ölümüne sebep olan saldırganlar biri sivil üç kişiyi de yaraladı

Sindh Eyaleti Emniyet Müdürü Müştak Ahmed Mahar, binaya saldıran dört kişinin öldürüldüğünü, emniyet güçlerinin bina içinde ve çevresinde arama başlattığını kaydetti. 

Mahar, saldırganların üzerinde aktif görevde bulunmayan polis memurlarının üniformaları olduğunu belirtti.

Karaçi Emniyetinden yapılan açıklamada, tamamı öldürülen saldırganların yanında içinde patlayıcı düzeneği olduğu düşünülen bir çantanın bulunduğu ifade edildi. 

PSX Genel Müdürü Abid Ali Habib, yerel medyaya yaptığı açıklamada, saldırganların bina önündeki otopark ve giriş katına ateş açtıklarını söyledi. 

Van’da 3 terörist etkisiz hale getirildi

İçişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, “İç güvenlik operasyonları kapsamında, Van Gürpınar kırsalında, İl Jandarma Komutanlığına bağlı Jandarma Özel Harekat (JÖH) birliklerince gerçekleştirilen operasyonda 3 terörist, silahlarıyla birlikte etkisiz hale getirilmiştir. Bölgede operasyon devam etmektedir.” ifadelerine yer verildi.

Ticaret Bakanı Pekcan: Türk Eximbank 380 milyon avro kredi sağladı

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, yaptığı yazılı açıklamada, Türk Eximbank’ın 26 Haziran’da Hazine ve Maliye Bakanlığının kontrgarantisiyle Dünya Bankası Grubu üyesi International Bank for Reconstruction and Development’ın (IBRD) anapara tutarının yüzde 50’sine garanti sağladığı 380 milyon avro tutarında kaynak için anlaşma imzaladığını ifade etti.

Standard Chartered Bank, ING Bank ve Societe Generale’nin katılımlarıyla gerçekleşen 2 yıl geri ödemesiz toplam 10 yıl vadeli işlemin toplam maliyetinin 6 aylık Euribor+ yüzde 2,83 civarında gerçekleştiğini belirten Pekcan, söz konusu fonun mevcut koşullarda benzer vadede bir eurobond ihracına göre çok daha uygun maliyetle sağlandığını kaydetti. 

Pekcan, küresel olarak içinde bulunulan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını döneminde 10 yıl vadeli bu işlemin başarıyla sonuçlandırılmasının uluslararası piyasalarda Türkiye’ye olan güveni bir kez daha gösterdiğine dikkati çekerek, “Bu kapsamda ihracatçılarımıza 10 yıla varan vadeyle kullandırılacak işletme sermayesi ve yatırım harcamalarının finansmanına yönelik yeni bir kredi penceresi açılacak.” değerlendirmesinde bulundu.

“Türkiye’de ilk, dünyada ise ikinci işlem”

Bakan Pekcan, yapılan işlemin özelliğine işaret ederek, şu bilgileri verdi:

“Söz konusu kaynak, bankacılık sektörü açısından Dünya Bankasının kısmi kredi garanti yapısı altında Türkiye’de gerçekleşen ilk, dünyada ise benzer yapıda ikinci işlem. Dünyadaki benzer yapıdaki ilk işlemden daha az garanti oranına sahip olmasına rağmen, Türk Eximbank’ın sağladığı kaynakla hem 3 yıl daha uzun vadeye ulaşılmış hem de Kovid-19 salgınındaki piyasa koşullarında bankanın benzer vadelerde gerçekleştireceği bir tahvil ihracına göre yaklaşık 400 baz puan fiyat avantajı elde edilmiştir. Kredinin yapısı yaklaşık 3 ay süren müzakereler sonunda Dünya Bankasına ek olarak yapılandırılmış finansman ve yatırım bankacılığı alanlarında uzman toplam 19 uluslararası finansal kuruluş ile görüşülerek oluşturulmuştur.”

“Yüzde 70’i KOBİ’lere kullandırılacak”

Söz konusu kredinin tamamının Türk Eximbank’ın yeni sürdürülebilirlik süreci kapsamında değerlendirileceğini belirten Pekcan, “Kredinin yüzde 70’i KOBİ’lerin finansmanında kullandırılacak. Bu kapsamda yeni ihracatçılar üzerinde yoğunlaşılmasını hedefliyoruz. Kredinin en az yüzde 10’u da cinsiyet eşitliği prensibiyle Dünya Bankası ile geliştirilen yeni ‘Kadın Katılımı’ tanımı kapsamında değerlendirilecek firmalara kullandırılacak.” ifadelerini kullandı.

Pekcan, Dünya Bankasının 12 Haziran’da onayladığı azami 250 milyon avro tutarındaki garantiyle toplam 500 milyon avroluk finansman yaratılması çerçevesinde, Türk Eximbank’ın ilerleyen dönemde benzer yapıda 10 yıla kadar vadeli, uygun maliyetli, 120 milyon avro daha kaynak oluşturmasının da mümkün olacağını bildirdi.

Türk Eximbank’ın ihracatın orta/uzun vadeli finansmanına verilen desteğin arttırılmasını teminen Dünya Bankası gibi uluslar üstü kurumlarla iş birliğini artırarak uzun vadeli, uygun maliyetli kaynak sağlama çabasına gelecek dönemde de devam etmeyi planladığını vurgulayan Pekcan, söz konusu kaynağın ihracatçılara hayırlı olması dileğinde bulundu. 

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank: Raylı sistemler sektöründe küresel oyuncu olmayı hedefliyoruz

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, milli elektrikli trenin mayıs sonunda raylara indiğini, bugün itibarıyla da fabrika testlerine başlandığını belirterek, fabrika testlerinin ardından ağustos sonunda yol testlerine geçileceğini bildirdi.

“Türkiye Vagon Sanayi Anonim Şirketi’nin (TÜVASAŞ) Adapazarı ilçesindeki fabrikasında düzenlenen Milli Elektrikli Tren Seti’nin Fabrika Testleri Töreni’nde konuşan Varank, tarihi bir gün yaşandığını söyledi. 

Türkiye’nin Milli Teknoloji Hamlesi yolunda katettiği mesafenin bir nişanesi olan milli elektrikli treninin fabrika testlerine başlandığını aktaran Varank, şubat ayındaki ziyaretinde trenin teste hazır hale gelmesi için mühendislerin, emekçilerin nasıl canla başla çalıştıklarına bizzat şahit olduğunu anlattı. 

Varank, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecine rağmen TÜVASAŞ’ın emekçilerinin tüm önlemlerini alıp gece gündüz demeden çalışmaya devam ettiğini dile getirerek, “O gayret sayesinde trenimiz mayıs sonunda raylara indi, hamdolsun bugün itibarıyla da fabrika testlerine başlanıyor. Fabrika testlerinin ardından ağustos sonunda yol testlerine geçilecek.” dedi. 

“Milli elektrikli tren her açıdan gurur tablosu”

Milli elektrikli trenin her açıdan bir gurur tablosu olduğuna işaret eden Varank, “Geçen sene devreye alınan alüminyum gövde üretim, boyama ve kumlama tesisleri sayesinde bugün bu seviyeye gelebilmiş durumdayız. Şehirlerarası seyahate uygun tasarlanan bu tren, ithal edilen emsallerine göre yüzde 20 daha uygun maliyetle üretilebiliyor. Fakat daha da önemlisi, bizi ziyadesiyle mutlu eden husus, ulaşılan yüksek yerlilik oranı. Tedarikçilerle birlikte muazzam bir sinerji yakalanmış durumda. Evet, nihai ürün elbette çok kıymetli. Ama bu ürünle birlikte gelişen üretim ekosistemi ve Türkiye’nin kazandığı yeni kabiliyetler belki nihai üründen çok daha kıymetli.” ifadelerini kullandı. 

Trenin beyni olarak nitelendirebilecek cer sistemi ile tren kontrol ve izleme sisteminin Aselsan’la birlikte gerçekleştirildiğini aktaran Varank, şöyle devam etti:

“Böylelikle ilk defa kritik bir alt sistem, donanım, yazılım ve algoritma içeriğiyle birlikte yerli sanayi tarafından geliştirilmiş oldu. İklimlendirme sisteminden boji şaselerine, iç giydirme ve aydınlatma sistemlerinden vakum tuvalet sistemlerine kadar 30’un üzerindeki bileşen yerli firmalarımızdan tedarik edildi. İşte bu sayede prototip sette yerlilik oranı yüzde 60 oldu. İnşallah seri üretimle birlikte bu oranı yüzde 80’e çıkarmak mümkün olacak.” 

Bakan Varank, dünyada raylı sistemler sektörünün yıllık pazar hacminin 160 milyar avro civarında olduğunu ve gelecek dönemde hızla büyümesinin beklendiğine dikkati çekerek, Türkiye’yi bu alanda küresel bir oyuncu yapmayı hedeflediklerini söyledi. 

“Türkiye raylı sistemlerde büyük bir potansiyele sahip”

Türkiye’nin raylı sistemlerde büyük bir potansiyele sahip olduğuna işaret eden Varank, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Hem kendi ihtiyaçlarımızı karşılayıp hem de küresel pazardan çok rahat pay alabiliriz. Bunun yolu bu alanda ölçek oluşturmaktan geçiyor. Gelecek 10 yılda raylı sistemlerde 15 milyar avroluk harcama yapacağız. Bakın bu çok ciddi bir ekonomik ölçek. Dolayısıyla önümüzde raylı sistemler sektörünü geliştirmek için asla kaçırılmaması gereken bir fırsat, dolayısıyla bize yüklenen bir sorumluluk var. Bunu en iyi şekilde değerlendirmemiz gerekiyor. Bu alanda atacağımız adımlar, sanayileşme hedeflerimize ve Milli Teknoloji Hamlemize doğrudan hizmet edecek. Belediyeler, kamu kurumları ve özel sektör, eş güdüm halinde, Türkiye’yi raylı sistemler konusunda global bir oyuncu yapmak için ellerini taşın altına koymak durumunda. Burada herkese bir görev düşüyor.”

Bakan Varank, hiçbir başarının kendiliğinden gelmediğini vurgulayarak, ülkece gurur kaynağı olan savunma sanayinin geldiği noktanın asla tesadüf olmadığını vurguladı. 

“Sayın Cumhurbaşkanımız savunma sanayinde hazır alım modeline ‘dur’ demeseydi, bugün kendi İHA’larımızı, SİHA’larımızı kullanamaz, milli güvenliğimizi başka ülkelere emanet etmeye devam ederdik.” diyen Varank, şunları kaydetti:

“Dünyaya bu alanda örnek gösteriliyorsak, bunun ardında planlama, sıkı takip, güçlü irade ve kararlılık yatıyor. Aynı başarıyı raylı sistemler konusunda da gösterebiliriz. Kamu alımları ve yatırımlarının oluşturacağı kaldıraçla bu alanda yerlileşmeyi hızla başarabiliriz. Yatırımların planlanması ve yerli ürünlerle hayata geçmesi için Sanayi İşbirliği Projelerini en iyi şeklide uygulayabiliriz. Biz Bakanlık olarak bu noktada hiçbir kamu kurumunun sahip olmadığı teknik birikime sahibiz. Raylı sistemler alanındaki kabiliyetlerin atıl kalmaması ve sürdürülebilirliğin sağlanması gerekiyor. Ancak bu şekilde yüksek hızlı tren sistem ve alt sistemlerini kendi imkanlarımızla üretebiliriz. Bu manada; sektöre dokunan kamu ihalelerinin SİP uygulamasına tabi olarak gerçekleştirilmesini oldukça önemsiyoruz. 

Şunu çok açık ifade etmek istiyorum; topyekün kalkınma için yerliliği ve milliliği olmazsa olmaz bir ilke olarak kabul etmek, yerli firmalara sahip çıkmak gerekiyor. Raylı sistemlerde ülkemizde gelişmiş kabiliyetler var. Firmalarımız yabancı ülkelerde ihaleler kazanıyor, üretimlerini ihraç ediyorlar. Avrupa’da, Uzak Doğu’da, Durmazlar, Bozankaya gibi firmalarımızın araçları kullanılıyor. İşte bugün TÜVASAŞ, milli elektrikli tren projesinde benzersiz bir adımı geride bırakıyor. Yeni kurulan TURAYSAŞ’ın da sektörde büyük bir güç oluşturacağına inanıyorum. Ekosistemdeki firmalarımız ve tedarikçilerimizin güç birliğiyle sektörde hızla üst basamaklara tırmanabiliriz. Bakanlık olarak bu yöndeki tüm girişimleri önemsiyoruz ve destekliyoruz.”

“Bakanlık olarak ciddi destekler sunmaya devam edeceğiz”

Varank, Bakanlık olarak raylı sistemler sektörüne ciddi destekler sunduklarını ve sunmaya devam edeceklerini belirterek, “2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejimizde bu sektörün önemini açıkça vurguladık. Yine teknoloji odaklı sanayi hamlesi programımızda da raylı sistemleri öncelikli ürün grubu olarak belirledik. TCDD ve bağlı kuruluşlarının TÜBİTAK enstitüleriyle ortak geliştirdiği ilk milli elektrikli manevra lokomotifini 2015 yılında raylara indirdik. Böylece ülkemizin manevra lokomotiflerinde yurtdışına bağımlılığını tamamen ortadan kaldırmış olduk.” diye konuştu. 

Bakan Varank, Ekim 2017’de başlatılan diğer bir projeyle de 5000 kilowatt gücünde ilk milli anahat lokomotifini 2022 yılında raylarla buluşturmayı hedeflediklerini aktararak, TÜBİTAK ve TCDD ortaklığında Raylı Ulaşım Teknolojileri Enstitüsü’nü kurduklarını, amaçlarının önce kendi ihtiyacını karşılayan teknolojileri geliştiren, ardından da geliştirdiği bu teknolojileri ihraç eden bir ülke haline gelmek olduğunu dile getirdi. 

Pandemiyle birlikte zor bir dönemin geride bırakıldığına işaret eden Varank, şunları söyledi: 

“Biliyorsunuz ekonomi cephesinden birbiri ardına sevindirici haberler geliyor. Üretim tarafında; sanayideki elektrik tüketimi, siparişler ve kapasite kullanımı artıyor. İçeride ekonomiye duyulan güven ve yatırım iştahı artmaya devam ediyor. Yurt dışı piyasalara baktığımızda, toparlanma eğilimini görebiliyoruz. Bizim için önemli olan, yukarı yönlü bu gidişatın giderek daha fazla güç kazanması ve kalıcı bir hale gelmesi. 

Salgınla birlikte de şunu da gördük; istediğimiz zaman dünyada eşi benzeri olmayan bir seferberlik ruhuyla kimsenin yapamadığını yapabiliyor, başaramadığını başarabiliyoruz. Yoğun bakım solunum cihazı bunlardan biri. Tanı kitleri, aşı ve ilaç alanlarında da ilham verici ve bizleri heyecanlandıran projeler devam ediyor. Salgın döneminde bile açılan fabrikalar, cesaretle yeni işlerin peşinden koşan girişimciler var.” 

Bugün de milli elektrikli trenin testlerinin başladığını, testlerin durumuna göre milli tren setlerinin yıl içinde milletin hizmetine gireceğini anlatan Varank, “Bundan sonraki hedef, 200 kilometrenin üstüne çıkan Yüksek Hızlı Tren setlerini üretmek. Milli elektrikli tren projesinde kazanılan yetkinlikler, inşallah, yüksek hızlı trenin geliştirilmesinde işleri çok kolaylaştıracak. Bu gururu bizlere yaşatan TÜVASAŞ’ın kıymetli yöneticilerine, mühendisinden işçisine tüm emekçi kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Kısa sürede bu önemli başarıyı sahiplenerek, bu işi liderliğiyle Türkiye’ye kazandıran Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Adil Karaismailoğlu ve ekibini yürekten tebrik ediyorum. Bu başarıda öncü olan Sakarya ve Sakaryalılara teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı. 

Bakan Karaismailoğlu: Milli elektrikli tren bu yıl sonunda raylara indirilecek

“Türkiye Vagon Sanayi Anonim Şirketi’nin (TÜVASAŞ) Adapazarı ilçesindeki fabrikasında düzenlenen Milli Elektrikli Tren Seti’nin Fabrika Testleri Töreni’nde konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Bakanlık olarak, Türkiye’nin büyük başarılarla dolu bugüne gelen yenilikçi ulaştırma ve altyapı geleneğini devam ettirip güçlendirerek geleceğe taşıdıklarını kaydetti.

Karaismailoğlu, bu yaklaşımın en büyük adımını da yerli ve milli tren setinin test sürecine geçecekleri bu önemli günde attıklarını söyledi. 

Geleceğin dünyasında oyun kurucu ve küresel lider olan bir Türkiye’nin ihtiyaç duyacağı tüm ulaşım hatlarında ve altyapı çalışmalarında dünya ile Türkiye’nin sosyal ve ekonomik bağlarını kurduklarını, dünyayı Türkiye’ye bağlamanın gururunu yaşadıklarını aktaran Karaismailoğlu, ulaştırma ve altyapıda sağlayacakları vizyoner projelerle Türkiye’yi kuralları belirleyen ülke konumuna getirmek için var güçleriyle çalışmalarını sürdürdüklerini vurguladı. 

1951 yılında Vagon Tamir Atölyesi olarak kurulan TÜVASAŞ’ın bugün Orta Doğu’nun en büyük raylı sistem araç üreticisi haline geldiğini, 2003 yılından bu yana harcanan yoğun emeğin bugün yeni ürünler, pazarlar, rekor satış ve karlılıkla vücut bulduğunu belirten Karaismailoğlu, “Artık Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayii Anonim Şirketi, kısa adıyla TÜRASAŞ çatısı altında hizmetlerine devam edecek TÜVASAŞ, ülkemizin ihtiyaçlarını karşıladığı gibi dünyanın ihtiyaçlarına da cevap verebilecek kapasitesiyle bugün bir dünya markası olmuştur.” diye konuştu.

Karaismailoğlu, bu önemli gelişmeler ışığında, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak, önlerindeki dönemde ağırlık verecekleri demir yolları projelerinin yanı sıra, demir yolu teknolojisinde yerli ve milli araçların üretimiyle atılımlarını sürdürmekte kararlı olduklarını ifade ederek, Amacımız, Türkiye’nin raylı sistem aracı üretiminde önemli merkez haline gelmesidir.” dedi.

“Türkiye artık teknoloji üreten ve ihraç eden bir konuma geldi”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde her alanda olduğu gibi yerli ve milli demir yolu sanayinin gelişimi kapsamında da çok büyük mesafeler kaydettiklerini, tasarım ve üretim sürecini tamamlayarak fabrika testi aşamasına getirdikleri yerli ve milli elektrikli treninin de bunun en güzel kanıtı olduğunu anlatan Karaismailoğlu, “Tren setlerimizin fabrika testlerinin ardından yol testlerini de yapacağız. Bu yıl sonunda raylara indirilecek ve Allah’ın izniyle de kısa bir sürede yolcu taşımacılığına da başlayacağız.” bilgisini verdi.

“Fabrika testleri başlatılan yerli ve millî trenimizin ilk sürüşü Cumhurbaşkanımız tarafından yapılacak.” diyen Karaismailoğlu, trenlerin yolcu taşımacılığına başladığında milletçe yaşayacakları mutluluğu hep birlikte paylaşacaklarını, Türkiye’nin artık teknoloji üreten ve ürettiği teknolojiyi ihraç eden bir konuma gelirken, bu hamlenin ülkenin ulaşım teknolojileri ihracatına da güçlü katkılarda bulunacağını bildirdi. 

Hayata geçirilen bu teknolojilerle Türkiye’nin artık söz dinleyen değil, söz dinleten olacağının altını çizen Karaismailoğlu, şunları kaydetti:

“Şu an burada yer alan Yerli ve Milli Trenimiz büyük bir özveriyle oluşturuldu. Proje kapsamında öncelikli olarak altyapıyı kurduk. Trenimizin alüminyum gövde üretim, boyama, kumlama testleri 2019 yılında devreye alındı. Yerli ve milli tren setlerimiz saatte 160 kilometre işletme hızına, 176 kilometre tasarım hızına sahip olarak üretildi. Seyir emniyeti ön planda olmak üzere yolcu memnuniyeti ve konforu bakımından istek ve beklentileri üst düzeyde karşılayacak özelliktedir. 5 araçtan oluşan bir setin toplam koltuk kapasitesi 324 olup bunlardan iki adedi engelli yolcular için ayrılmıştır. Araç gövdeleri işletme sırasında oluşabilecek yüklere, darbelere ve herhangi bir kaza anında çarpışmalara mukavim şekilde tasarlanmış alüminyum ekstürizyon profillerinden üretilmiştir.”

TÜVASAŞ’ın Adapazarı fabrikasında üretilen Yerli ve Milli Tren’in raylara inmesi, üretim kapasitesi, çevreci ve yenilikçi teknolojilere hakimiyetlerini kanıtlamakla birlikte hedeflerine, kendi mühendislerinin ve işçilerin yetkinlikleriyle ulaşmaktaki kararlılıklarını da gösterdiğini belirten Karaismailoğlu, emeği geçenleri gönülden kutladığını ifade etti.

“Demir yollarına 18 yılda 162 milyar lira harcadık”

Karaismailoğlu, bakanlık olarak ulaştırma ve iletişim altyapısı için son 18 yılda 880 milyar lira yatırım yaptıklarını ve bunun 162 milyar lirasını demir yollarına harcadıklarını, aslan payını verdikleri demir yollarının çok hızlı bir gelişim sürecine girdiğini, 150 yıldır el değmeyen demir yollarının tamamını yenilediklerini anlatarak, milletin yarım asırlık hayali olan Yüksek Hızlı Tren hatlarını inşa ettiklerini kaydetti.

Ülkeyi Avrupa’da 6’ncı, dünyada ise 8’inci yüksek hızlı tren işletmecisi konumuna yükselttiklerini, dünyanın “en önemli” ve tabiri caizse parmakla gösterilen projelerinden biri olan Marmaray’la iki kıtayı deniz altından bağladıklarını, Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu hattını açarak Asya’dan Avrupa’ya kesintisiz demir yolu bağlantısı sağladıklarını dile getiren Karaismailoğlu, “Demir yollarında bunca yatırım yaparken bir şeye daha ‘çok önem’ verdik. Yerli demir yolu endüstrisinin gelişmesini sağladık. Bu hedef doğrultusunda devlet eliyle yapılabilecek her türlü yasal düzenlemeleri yapıp sektörün önünü açtık.” dedi. 

Karaismailoğlu, Çankırı’da hızlı tren makasları, Sivas, Sakarya, Afyon, Konya ve Ankara’da hızlı tren traversleri, Erzincan’da ray bağlantı malzemeleri üreten tesisleri kurduklarını, Karabük’te KARDEMİR’de yüksek hızlı tren rayları ürettirmeye başladıklarını, Kırıkkale’de tekerlek üretimi için Makine Kimya ile iş birliğine gittiklerini belirterek, şöyle devam etti:

“Bu çalışmaları elbette burada bırakmıyoruz. Yerli ve Milli Elektrikli Tren Setimiz de bunun en güzel kanıtı. Devamında Hızlı ve Yüksek Hızlı Tren setleri gelecek. Bu proje kapsamında 30’un üzerinde komponentin temininde yerli firmalar ile çalışılarak yerli sanayinin gelişmesine önemli katkılar sağladık. Üretimi tamamlanan prototip sette yüzde 60 yerlilik oranı gerçekleştirilmiştir. Seri üretimde ise yüzde 80 yerlilik oranı hedeflenmiştir. Prototip setin maliyeti yurt dışından temin edilecek benzer ürünlere göre yüzde 20 daha ucuza mal edilmiştir. Özetle sizden aldığımız büyük bir güç ve yapılan yüksek tutarlı yatırımlarla birlikte TCDD’nin bölgesel ve küresel anlamda, yük ve yolcu taşımacılığında güçlü bir aktör haline geldiğini gururla belirtmek istiyorum.” 

”Artık hızlı ve yüksek hızlı trenleri kendimiz üretebiliriz”

Karaismailoğlu, her türlü üretim ve kullanım hakkı kurumlarına ait olan bu projeyle üretilen araçların hızlı ve yüksek hızlı tren hatlarında da kullanılabileceğini dile getirerek, “Saatte 160 kilometre hızındaki bu projenin tasarım çalışmalarının tamamlanmasının ardından başlatılan 225 kilometrelik tren seti projesi 2021 yılında raylara indirilecektir.” dedi. 

Ülkenin artık hızlı ve yüksek hızlı trenlerini kendisi üretebilecek duruma geldiğini, bundan sonraki süreçte Türkiye’nin yurt dışından araç temin etmesine gerek kalmadığını belirten Karaismailoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu duygu ve düşüncelerle ilk Yerli ve Milli Elektrikli Tren setimizi ülkemize kazandırarak bu işten alnının akıyla çıkan TÜVASAŞ ailesini canı gönülden tebrik ediyor, başarılarının devamını temenni ediyorum. Bu güzide projede emek harcayan en alt kademesinden en üst kademesine, işçisinden mühendisine herkese teşekkür ediyorum. 18 yıldır dur durak bilmeden çalışan, bizlere önderlik eden ve bizleri yüreklendiren Sayın Cumhurbaşkanımıza buradan ayrıca bir kez daha teşekkür ediyorum. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak, göstermiş oldukları hedeflerimize odaklanarak ilerliyor ve bugün emin adımlarla ülkemizi geleceğe taşıyoruz.” 

Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak: Türkiye’nin ekonomisine güven artıyor

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Twitter hesabından, haziran ayına ilişkin ekonomik güven endeksi verilerindeki artışı değerlendirdi.

Bakan Albayrak, “Türkiye’nin ekonomisine güven artıyor. Nisanda 51,3 olan ekonomik güven endeksi mayısta 61,7’ye, haziranda ise 73,5’e yükseldi. 2020 yılını bu performans ile sürdürüp, gelecek yıl bunu çok daha ileri taşıyacağız inşallah.” ifadelerini kullandı.

Dünya genelinde Kovid-19’dan iyileşenlerin sayısı 5,5 milyonu geçti

Kovid-19 verilerinin derlendiği “Worldometer” internet sitesine göre, dünyada virüs bulaşan 5 milyon 501 bin 522 kişi sağlığına kavuştu.

En fazla hastanın iyileştiği ilk 10 ülke sırasıyla ABD (1 milyon 81 bin 551), Brezilya (715 bin 905), Rusya (399 bin 87), Hindistan (319 bin 393), Şili (228 bin 55), İtalya (188 bin 584), İran (183 bin 310), Almanya (177 bin 500), Türkiye (169 bin 182) ve Peru (164 bin 24) oldu.

Çin’de ortaya çıkan virüs, kısa sürede 200’den fazla ülke ve bölgeye yayılarak salgına dönüştü.

Dünya genelinde Kovid-19 vaka sayısı 10 milyon 150 bin 489’a ulaşırken, virüs nedeniyle 502 bin 528 kişi hayatını kaybetti.