Milli Savunma Bakanı Akar Libya’da: Sonuna kadar buradayız

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, beraberinde Orgeneral Güler ile Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası kapsamında yapılan faaliyetleri yerinde incelemek üzere geldiği Libya‘nın başkenti Trablus‘taki temaslarını sürdürüyor. 

Savunma Güvenlik İşbirliği ve Eğitim Yardım Danışma Komutanlığında görevli Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) personeli ile bir araya gelen Akar, Mehmetçiğin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın direktifleri doğrultusunda karada, denizde ve havada önemli faaliyetleri yerine getirmeye devam ettiğini belirtti. 

Kahraman ve fedakar TSK mensuplarının “ölürsem şehit, kalırsam gazi” anlayışı içinde büyük fedakarlık ve kahramanlıkla gece-gündüz, dağ-bayır, yaz-kış demeden kendilerine verilen görevleri büyük kahramanlıkla yerine getirmeyi sürdürdüğünü dile getiren Akar, “Mehmetçiğimizin kahramanlık ve fedakarlığı, asil milletimizin sevgisi, güveni ve duası ile Sayın Cumhurbaşkanımızın talimat ve destekleriyle geldiğimiz bu nokta son derece gurur verici, övünç duyulacak bir noktadır.” diye konuştu. 

Akar, konuşmasında yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı alınması gereken önlemler ile savunma ve güvenlik konularına değindi. 

Türkiye ile Libya arasında 500 yıla varan ortak tarih, kültür, anlayış ve inanç birlikteliği bulunduğuna işaret eden Akar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Burada ciddi sıkıntı, haksızlık, adaletsizlik vardı. Biz de burada atalarımıza yaraşır şekilde yapmamız gereken ne varsa, uluslararası hukuk, adalet neyi gerektiriyorsa bu manada buradayız ve sonuna kadar da burada olmaya devam edeceğiz. Libyalı kardeşlerimizle beraberiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın, bundan da vazgeçmemiz söz konusu değil.” 

Yurt dışında görevli personelin sadece kendi görevlerini yapmadığını, aynı zamanda ülkelerini temsil ettiklerini ve bunun da kendilerine birtakım sorumluluklar yüklediğini bildiren Akar, şöyle konuştu:

“Bizim buradaki görevimiz askeri eğitim iş birliği ve danışmanlık. Elimizden geldiğince Libyalı kardeşlerimize bu alanlarda katkı sağlamaya çalışıyoruz. Darbeci Hafter’in bütün Libya’ya hakim olmak gibi hayali neredeyse gerçek olmak üzereydi. Fakat sizlerin katkılarıyla dengelerin değişmesi bunu durdurdu, engelledi. Bunu sadece biz değil dünya genelinde basın, akademi kurulları ve askeri çevreler de ‘Türkler geldi buranın kaderi, Hafter’in durumu değişti’ hükmünü rahatlıkla söylüyor.” 

Libya’yı temsil eden Fayiz es-Serrac hükümeti ile yapılan mutabakatların yanı sıra Başbakan Serrac’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yazdığı davet mektubu üzerine Libya’da görev yapmaya başladıklarını bildiren Akar, “Şimdi, o kadar devlet başkanının bulunduğu ve üzerinde mutabık kaldığı metni bir tarafa bırakmışlar Kahire’de kendilerine göre bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Bunlar işi sulandırmaktan, kaçak dövüşmekten başka bir anlama gelmiyor. Bu arada Mısır da kendince bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bunların hiçbirinin geçerliliği yok, bunların niyetleri herhangi bir şekilde çözüm, birlik ve beraberlikten yana değildir. Kendi kişisel menfaatlerini yerine getirme çabasındalar. Bunların niyetleri belli.” ifadelerini kullandı.

Libya ordusunun, başkent Trablus’un güneyi ile Terhune ve çevresinde Hafter’e bağlı güçler tarafından oluşturulan toplu mezarlardan aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 200’den fazla ceset bulduğunu anımsatan Akar, “Bu bir insanlık suçudur. Bunlara karşı mücadele eden insanlarla berabersiniz. Bu, onurlu bir durum ve tutumdur. Kederde de kıvançta da Libyalı kardeşlerimizle beraberiz. Libya Libyalılarındır. Biz Libyalıların hak ve hukukunu alması konusunda kendilerine uluslararası hukuka uygun metinler çerçevesinde yardımcı olmaya çalışıyoruz.” diye konuştu. 

Libya’daki Mehmetçiğin görevini güzide bir şekilde yerine getirdiğine dikkati çeken Akar, “Burada yaptıklarınız tarihteki önemli yerini mutlaka alacaktır.” dedi. 

Bakan Akar ve Orgeneral Güler, daha sonra Mitiga Hastanesi’ne geçti. Bir dönem Hafter milislerinin saldırılarına hedef olan hastanede incelemelerde bulunan Akar ve Güler, buradaki Türk sağlık personeli ile de sohbet etti. 

Helikopterle TCG Giresun’a gitti 

Bakan Akar ve Orgeneral Güler daha sonra askeri helikopterlerle Mitiga Havaalanı’ndan, Orta Akdeniz’de görev yapan Türk Deniz Görev Grubu gemisine geçmek üzere hareket etti.

Helikopterle TCG Giresun’a inen Akar ve Güler, Savaş Harekat Merkezi’nde çalışmalara ilişkin bilgi aldı. Harekat Merkezi’ndeki görevlilerle tek tek görüşen Bakan Akar ve Güler gemi personeli ile bir araya geldi. 

Savunma ve güvenlik konularına ilaveten Akar, buradaki konuşmasında, Yunanistan’ın Ege’de son dönemde gerginliği artıran davranışlarına da dikkati çekti. 

“Uluslararası anlaşmalara aykırı olarak 23 adanın 16’sının silahlandırılması, askeri statü kazandırılması kabul edilemez” diyen Akar, “Bu çok açık ve net şekilde Lozan’ı ihlaldir. Dünyanın hiçbir yerinde karasuları 6 mil, hava sahası 10 mil olan bir ada yoktur. EGEAYDAK’da hiçbir şekilde mutabakat sağlanmamışken ‘Hepsi benim’ diyorsunuz. Bazı Yunan akademisyenler, siyasiler, emekli askerler de bizim dediğimiz yönde yorumlar yapmaya başladı. Yunanlı dostlarımızdan aklıselimle yapılan bu değerlendirmeleri dikkate almalarını bekliyoruz.” ifadelerini kullandı. 

Deniz Kuvvetleri’nin Türkiye’nin hak, alaka ve menfaatlerini korumaya kararlılıkla devam ettiğini dile getiren Akar, şöyle devam etti: 

“Ege, Akdeniz ve Kıbrıs ile ilgili hiçbir oldu bittiye meydan vermeyecek, müsaade etmeyeceğiz. Türkiye’nin içinde olmadığı hiçbir çözüm uygun bir çözüm olmayacaktır, bunu herkesin bilmesi lazım. Türkiye, Kıbrıs’ta garantördür. Kıbrıslı Türk kardeşlerimizin ve kendi haklarımızın gereği neyse bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da aynı ciddiyet ve samimiyetle, aynı dikkat ve hassasiyetle yapmaya devam edeceğiz. Bizim hak ve menfaatlerimizin çiğnenmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Diğer taraftan da iyi komşuluk ilişkileri, diyalog, barışçıl yol ve yöntemler çerçevesinde uluslararası hukuka, deniz hukukuna uygun şekilde yapılması gereken ne varsa yapacağız.” 

Türk ve Yunan savunma bakanlıklarından askeri heyetlerin, ikisi Atina’da olmak üzere üç defa toplantı yaptığını hatırlatan Akar, dördüncü toplantının Ankara’da yapılmasını beklediklerini de söyledi. 

“Özür bekliyoruz” 

“Türk donanmasının Fransız askeri gemisini taciz ettiği” yönündeki iddialara da değinen Akar, bunun tamamen gerçek dışı olduğunu kaydetti. 

Bununla ilgili Türkiye’nin haklılığını kanıtlayan bilgi, belge, görsel kayıtların müttefikler ve NATO karargahındaki sivil ve askeri yetkililerle paylaşıldığını anımsatan Akar, Fransa’nın ise kendi iddialarını kanıtlayan herhangi bir belge sunamadığına dikkati çekti. 

Akar, “Tüm bu olaylardan sonra yapılanın askeri değil tamamen politik birtakım hesaplar peşinde yapılan kumpaslar olduğunu, dolayısıyla Fransa’nın Türkiye’den özür dilemek zorunda olduğunu ifade ediyoruz.” dedi. 

NATO’nun hala dünyanın en güvenilir, caydırıcı ve sürdürülebilir ittifakı olmaya devam ettiğini vurgulayan Akar, şunları kaydetti: 

“İttifakın sağlığı yerindedir, ‘beyin ölümü’ gerçekleşmemiştir. NATO, gücünü değişen güvenlik ortamına başarıyla adaptasyonuna borçludur. Fransa dahil 30 NATO ülkesi, karada, havada, denizde, sivil ve asker unsurları ile dünya ve bölge barışı, istikrarı için gece gündüz mücadele ederken, ‘NATO’nun beyin ölümü gerçekleşmiştir’ gibi ifadeler doğru değildir. İttifakın temsil ettiği dayanışma ve müttefiklik geleneğine ciddi zarar veren bu söylemler, NATO’nun gerçekten beyin ölümünü isteyenlerin işini kolaylaştırır.”

Sağlık Bakanı Koca: Son günlerde göstergelerimiz tedirginliğimizi artırmaktadır

Sağlık Bakanı Koca, “Sismik izolatörlerle güçlendirilmiş olan Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi de deprem anında bile hizmeti kesintiye uğramayacak şekilde inşa edilen hastanelerimizden birisidir.”dedi.

Koca, Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi Açılış Töreni’nde konuştu.

Sağlık Bakanı Koca, “Tehlike henüz geçmiş değil, son vakaya kadar ülkemiz de vatandaşlarımız da bu riskin altında. Son günlerde göstergelerimiz tedirginliğimizi artırmaktadır. Kısaca temizlik-maske-mesafe diye özetlediğimiz tedbirlere, ısrarla ve sebatla uyalım.” dedi.

Koca, “Vatandaşlarımızdan beklentimiz, normalleşme döneminde tedbirlere daha bir hassasiyetle uymalarıdır.” uyarısında bulundu.

Sağlık Bakanı Koca, “Her geçen gün güçlenen sağlık sistemimiz, 21. yüzyıl dünyasında Türkiye’nin adını sağlık ülkesi olarak yazdıracaktır.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ülkemizin tarım potansiyelini sonuna kadar değerlendirmekte kararlıyız

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Konya Ovası Sulaması 1. 2. ve 3. Kısım Sulamaları Hizmete Alma Töreni’ne, Vahdettin Köşkü’nden canlı bağlantıyla katıldı.

Projenin ülkeye kazandırılmasında emeği geçen bakanlığı, kurumları, yüklenici firmaları, mühendisinden işçisine kadar herkesi tebrik eden Erdoğan, Konya Ovası’nın insanlığın ilk dönemlerinden beri önemli bir tarım merkezi olduğunu anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, zengin su kaynakları bulunmayan bölgenin bu ihtiyacının büyük ölçüde yağışlardan temin ettiğini dile getirerek, ülkede son yıllarda hayata geçirilen pek çok dev projenin fikir babası olan Abdülhamit Han’ın Konya Ovası sulamasının da temellerini attığını kaydetti.

Halen ülkenin en eski sulaması olarak hizmet veren bu projenin, maalesef daha sonraki yıllarda gerektiği gibi sürdürülemediğini ifade eden Erdoğan, Konya Ovası Projesi’nin, KOP’ın bel kemiğini, Göksu Havzası’ndan Akdeniz’e dökülen suların bir kısmını Toroslar üzerinden ovaya aktarılmasını oluşturduğunu söyledi. 

Erdoğan, bu amaçla suyun tutulacağı Bağbaşı Barajı’nı 2012’de, uzunluğu 17 kilometre, tünel çapı 4,2 metre, su akış hızı saniyede 36 metreküp olan Mavi Tüneli 2015’te hizmete açtıklarını anlatarak, Mavi Tünel’in, Urfa tünellerinin ardından ülkenin en uzun ikinci büyük sulama tüneli olduğunu aktardı. Erdoğan, bu yılın sonunda su tutmaya başlayacak Bozkır ve Avşar barajları sayesinde Toroslardan getirilen suyu ovada en verimli şekilde kullanma imkanına kavuşacaklarını dile getirdi.

Bu projenin aynı zamanda şehirlerin içme suyu ihtiyacını da karşılamaya yönelik olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

“Açılışını yaptığımız ilk üç kısım Konya Ovası Sulamaları kapsamındaki pek çok işten sadece bir bölümüdür. Projenin diğer kısımları da peyderpey tamamlandığında Konya’da suyla buluşturacağımız toprak büyüklüğümüz 11 milyon dekarı bulacaktır. Mevcuttaki klasik sistem sulama şebekelerini de verimliliği yükseltmek ve su tasarrufu amacıyla kapalı sisteme dönüştürüyoruz. Sadece Bağbaşı Barajı’nın son 5 yılda ekonomimize katkısı 2,5 milyar lira olmuştur. Konya Ovası Projesi kapsamındaki diğer illerimiz Niğde, Aksaray, Karaman, Kırşehir, Nevşehir, Yozgat ve Kırıkkale’de de depolama, baraj, gölet, yer altı sulama, içme suyu, enerji projelerini hayata geçirmeyi sürdürüyoruz. Konya’ya ilave olarak diğer illerimizde de 15,5 milyon dekar arazinin sulanmasını hedefliyoruz. Enerjiyle birlikte bu bölgedeki üretiminin ülkemize yıllık toplam katkısı 21 milyar lirayı bulacaktır. Şimdiye kadar 43 milyar liralık bir yatırım yapılan projemizin tüm aşamalarını yakından takip ediyoruz. Ülkemizin tarım potansiyelini sonuna kadar değerlendirmekte kararlıyız.”

“Tarım ve gıdada kendi kendine yeterli olmanın üstünlüğünü gördük”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünyayla birlikte Türkiye’yi de etkisi altına alan salgın döneminde sağlık ile gıda ve tarım sektörünün öneminin bir kez daha ortaya çıktığını belirterek, “Türkiye olarak her iki alanda da girdiğimiz imtihandan alnımızın akıyla çıktık.” dedi. 

Gelişmiş ülkelerin dahi çaresiz kaldığı sıkıntıların güçlü sağlık ve tarım altyapısı sayesinde kolayca göğüslendiğini ifade eden Erdoğan, bununla kalmayıp imkanların pek çok dost ve kardeş ülkeyle de paylaşıldığını anlattı.

Erdoğan, tarım üretiminde ve gıda alanında kendi kendine yeterli olmanın tartışılmaz üstünlüğünün salgın döneminde görüldüğünü vurgulayarak, “Pek çok ülkede raflar boş kalırken, temel ihtiyaçlar karşılanamazken ülkemizde hiçbir sıkıntı ile karşılaşmadık, çünkü Türkiye kendi ihtiyacını karşılamanın ötesinde üretim gücüne sahip bir ülkedir. Yaşadığımız tecrübe bize tarım sektöründeki projelerimize çok daha sıkı sarılmamız gerektiğini göstermiştir. Tarımsal hasılasını 18 yılda 87 milyar liradan 275 milyar liraya, tarım ürünleri ihracatını 3,7 milyar dolardan 18 milyar dolara yükseltmiş bir ülkeyiz.” diye konuştu.

Türkiye’de tarla ürünleri üretiminin son 18 yılda 58 milyon tondan 64 milyon tona, sebze üretiminin 25 milyon tondan 31 milyon tona, meyve üretiminin de 14 milyon tondan 22 milyon tonun üzerine çıktığını dile getiren Erdoğan, bu seviyeye ulaşmanın kolay olmadığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendileri gelene kadar ülkeye yapılan 276 barajın üzerine 585 yeni baraj, 228 göletin üzerine 340 yeni gölet, 1734 sulama tesisinin üzerine 1328 sulama tesisi ilave ettiklerini belirterek, “Çiftçilerimize son 18 yılda 2020 yılı ile birlikte yaklaşık 150 milyar lira tarımsal destek ödemesi yaptık. Arazi tapulaştırmalarından araç gereç modernizasyonuna, tabii afet desteğine kadar her konuda çiftçimizin üretim gücünü artıracak politikaları hayata geçirdik.”

Gençlerin ve kadınların tarım sektöründe daha etkin olmaları için özel destek programları geliştirdiklerini, tarım arazilerinin miras yoluyla bölünerek verimsizleşmesini önceleyecek tedbirler aldıklarını dile getiren Erdoğan, üretim potansiyeli yüksek ovaları özel koruma altına alarak yanlış kullanımlar sebebiyle arazinin bozulmasını engellediklerini söyledi. 

Erdoğan, sera tarımını ülkenin 72 iline yaygınlaştırarak önemli bir üretim ve ihracat kaynağı haline getirdiklerini vurgulayarak, “Türkiye meyve ve sebzede net ihracatçı konumundadır. Tarla ürünlerinde ihracata yönelik üretim yapan gıda sektörünün talebi sebebiyle kendi tüketimimizin çok üzerinde bir ihtiyaç söz konusudur. Esasen ayçiçeği, pirinç, mısır gibi birkaç kalem dışında tarla ürünlerinde de net ihracatçı konumundayız.” diye konuştu. 

Aynı şekilde hayvan varlığını da büyükbaşta 10 milyondan 18 milyona, küçükbaşta 32 milyondan 49 milyona çıkarmayı başardıklarını aktaran Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Süt üretimimiz 8,5 milyon tondan 23 milyon tona, yumurta üretimimiz 11,5 milyar adetten 20 milyar adede yükseldi. Görüldüğü gibi nereden bakarsanız bakın gıda ve tarım sektöründe oldukça iyi bir noktadayız. Daha ileriye gitmek için sulama başta olmak üzere gereken tüm yatırımları yapıyoruz. Modern sulama tekniklerinde kullanım oranını yüzde 6’dan yüzde 28 seviyesine çıkardık. GAP, KOP, DAP, DOKAP gibi bölgesel kalkınma projeleriyle ülkemizin her karış toprağını, her birim imkanını değerlendirmek için gece gündüz çalışıyoruz. GAP’ta yüzde 19’la aldığımız sulama oranını yüzde 53’e yükselttik. Son olarak GAP’ın en iftihar verici projelerinden Ilısu Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajı’nı hizmete aldık. Silvan Barajı’nı da inşallah önümüzdeki yıl sonuna kadar tamamlıyoruz. Açılışını yaptığımız bu projeyle KOP’ta da önemli bir ilerleme sağladık. Diğer projelerimizi de adım adım ilerletiyoruz. İnşallah bizden sonraki nesillere toprağını ve sularını en verimli şekilde kullanan bir ülke devredeceğiz.”

“El ele verip ülkemizi en kısa sürede 2023 hedeflerine ulaştıracağız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 18 yılda insanlığın bu kadim tarım havzasını hak ettiği hizmetlerle buluşturmak için çok önemli yatırımlar yaptıklarını belirterek, “Konya’ya kazandırdığımız yaklaşık 11 milyar liralık baraj, sulama tesisi, içme suyu tesisi, dere ıslahı, arazi toplulaştırması yatırım ile adeta şehrimizin çehresini değiştirdik. Sağ olsun Konyalılar da çalışkanlıkları, gayretleri, yenilikçilikleriyle bu imkanları en iyi şekilde değerlendirdi. Ülkemizin en önemli gıda üretim merkezlerinden olan Konya’nın başarısıyla hep iftihar ettik. Elbette hala eksikler vardır. Hepsini de birer birer tamamlıyoruz. Sahip olduğumuz potansiyelin büyüklüğü, geleceğimize umutla bakmamızı sağlamaya ziyadesiyle yeterlidir.” diye konuştu. 

Konya’nın tarım ve sanayi üretimi, ticari zenginliği yanında ülkesinin istiklaline ve istikbaline sahip çıkmasıyla da maruf bir şehir olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

“Türkiye’nin başı ne zaman dara düşse sağlam duruşu ve mücadele azmiyle en büyük güç ve moral kaynaklarımızın başında Konya gelmektedir. Anadolu topraklarının binlerce yıllık medeniyet birikiminin ve ecdadımızın buraya vurduğu damganın en önemli sembollerinden biri de Konya’dır. Şimdi Konya’ya yeni bir görev düşüyor. Salgın dönemi sonrasında dünyadaki siyasi ve ekonomik düzenin de yeniden şekilleneceğine kesin gözüyle bakılıyor. Yeni dönemin parlayacak yıldızı olarak da Türkiye gösteriliyor. Konya sahip olduğu büyük üretim ve ticaret gücüyle bu potansiyeli süratle hayata geçirerek diğer şehirlerimize örnek olmalıdır. Gaziantep’den Kayseri’ye, Kocaeli’den Bursa’ya, Adana’dan Tekirdağ’a kadar benzer imkanlara sahip tüm şehirlerimizden de aynı gayreti bekliyoruz. İstanbul, Ankara gibi şehirlerimiz zaten bu işin lokomotifidir. Türkiye’nin 81 vilayeti ve 83 milyon vatandaşı el ele verip ülkemizi en kısa sürede inşallah 2023 hedeflerine ulaştıracağız. Büyüyen ve güçlenen Türkiye kendisiyle tüm dostlarının, kardeşlerinin, mazlumların da umudu olarak yoluna devam edecektir. Rabb’im yar ve yardımcımız olsun.”

“Toprakla suyun buluşması medeniyetimizin adeta tacıdır”

Erdoğan, konuşmasının ardından tören alanında bulunan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’den Konya Ovası Sulama Projesi’ne ilişkin bilgi aldı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakan Pakdemirli, Konya Valisi Vahdettin Özkan ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta ile AK Parti Konya milletvekilleri Ahmet Sorgun, Tahir Akyürek, Ziya Altunyaldız, Abdullah Ağralı, Halil Etyemez ve Hacı Ahmet Özdemir’e teşekkür etti. 

Koronavirüs sebebiyle açılışa katılmayı doğru bulmadığını ifade eden Erdoğan, kontrollü olarak da olsa açılış törenini video konferans bağlantısıyla yapmak istediklerini söyledi. 

Açılışın Konyalılara, bölgeye ve Türkiye’ye hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, “Su medeniyettir, diyoruz. Toprakla suyun buluşması medeniyetimizin de aynı zamanda öncelikli adeta tacıdır. Hayırlı olsun.” ifadelerini kullandı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla tören alanındaki Bakan Pakdemirli ve diğer yetkililerin butona basmasının ardından Konya Ovası’nda sulama başladı.

Milli Eğitim Bakanı Selçuk: 31 Ağustos’ta okullarımızın kapılarını açacak şekilde tedbirlerimizi alıyoruz

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 2020-2021 eğitim öğretim yılına dair Twitter hesabından paylaşımda bulundu.

Bakan Selçuk, paylaşımında “Çocuklarımızın eğitim hakkı için en büyük millet ödevimiz olan ‘toplum sağlığımızı korumak’ hepimizin elinde. 31 Ağustos’ta okullarımızın kapılarını açacak şekilde tedbirlerimizi alıyoruz. Kontrollü sosyal yaşam ile herkesi çocuklarımızın eğitimine destek vermeye çağırıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba: Türkiye turistler için en güzel önlemleri almış

Normalleşme sürecinde kente gelen ilk konuk bakan olan Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, Antalya‘nın Serik ilçesi Belek Turizm Merkezi’ndeki bir otelde, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile “Türkiye-Ukrayna Ortak Stratejik Planlama Grubu 8. Toplantısı”nın ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı. 

“Ukraynalı turistler Türkiye’ye gelmeye başladı, bunda Türkiye’nin Kovid-19 salgını ile yaptığı mücadele etkili oldu mu?” sorusuna Kuleba, Ukrayna olarak tatil için tek bir kriteri değerlendirdiklerini söyledi. 

Kriterin “güvenlik” olduğunu vurgulayan Kuleba, “Turistlerin tatillerini geçirecekleri yerde güvende olmaları tek kriterimiz, başka kritere bakmıyoruz. Türkiye, turistler için en güzel önlemleri almış. Ben de bu önlemleri kendim bizzat gördüm. Türk mevkidaşımın söylediği gibi her şeyin doğru olduğunu kendim gördüm.” diye konuştu. 

“Ukrayna ile Türkiye’den daha doğal müttefik bulamazsınız”

Türkiye ile Ukrayna arasındaki serbest ticaret anlaşmasına ilişkin görüşmelerin Kovid-19 sürecinde de devam edip etmediğine ilişkin soruya ise Kuleba, müzakerelerin devam ettiğini belirtti. 

Her iki ülkenin ekonomi ve ticaret bakanlıkları arasında görüşmelerin sürdüğünü vurgulayan Kuleba, şu an Türkiye’den bir belge beklediklerini bildirdi.

Kuleba, bu alanda yapılan çalışmaları önemsediklerini belirterek, şunları kaydetti:

“Hem Kiev’de hem de Ankara’da kesin bir siyasi irade var. Bu siyasi irade, bu anlaşmayı bir sonuca bağlamak istiyor. Çünkü bu anlaşma sayesinde iki ülke de kazanacak. İki ülkenin ekonomisi de kazanacak. Sayın Erdoğan tarafından dile getirilen amacı biz de paylaşıyoruz, iki ülke arasında 10 milyar dolar tutarında ticaret hacmine varmak istiyoruz. O rakama nasıl ulaşabiliriz? Ukrayna ile Türkiye’den daha doğal müttefik bulamazsınız. Bu müttefiklik, karşılıklı yardım ve yatırım sayesinde daha da güçlü olabilir.”

Sakarya’daki fabrikada gerçekleşen patlamada ölen Türk vatandaşlarının ailelerine başsağlığı dileyen Kuleba, Ukrayna ve Türkiye arasındaki ilişkilerin “kazan kazan” formülüne göre ilerlediğini, geliştiğini aktardı.

Kuleba, “Bence Karadeniz’de Ukrayna ile Türkiye’den daha doğal bir müttefik bulamayız. İş birliğimizin potansiyeli ciddi oranda hayata geçirildi. Gerçekten iddialı ve önemli projeleri hayata geçirdik. Özellikle savunma sanayi alanında. Turist akışları da, iki ülkenin dostluğunun pratik ve somut neticesi. Bu durum Cumhurbaşkanımız ile Erdoğan arasındaki samimi ilişkilerin bir sonucudur.” diye konuştu. 

İki ülke arasındaki ticaret hacminin çok iyi olduğunu vurgulayan Kuleba, Ukrayna’da Türk ürünlerinin kolaylıkla her yerde bulunabileceğini dile getirdi.

“İş ve ekonomi alanında ülkelerimiz çok iyi bir şekilde çalışabilirler”

Bir Ukrayna marketinde Türk ayranını satın aldığına değinen Kuleba, şunları kaydetti:

“Maalesef Ukrayna ürünleri, Türk pazarında bu kadar geniş kapsamlı sunulmadı. Ama eminim ki Türk tüketicilerinin memnuniyet duyduğu ürünlerimizi buraya da gönderebiliriz. Böylece yararlı dengeyi yakalayıp, ticaretimizi ileriye daha da taşıyabiliriz. Bunu, serbest ticari anlaşması sayesinde gerçekleştirebiliriz. Bugün Türk mevkidaşımla şöyle bir anlaşmaya vardık: Bu meseleyi olumlu bir sonuca bağlamak adına elimizden geleni yapacağız. Ticari konularla ilgilenen arkadaşlarımız, bu konuyla ilgili çalışmaya devam edecek. Hem liderlerimiz hem de dışişleri bakanları ve ticaret bakanlarımız da bu meseleyi bir neticeye bağlamak için elinden geleni yapmaya hazırlar. Her iki tarafın da isteği, iradesi var. Özellikle iş ve ekonomi alanında ülkelerimiz çok iyi bir şekilde çalışabilirler. Bugün ekonomik konuları da ele aldık. Mevlüt Bey ile salgının sebep olduğu etkileri minimize etmek için elimizden geleni yapacağız. Karşılıklı olarak iş yerleri temsilcileri için yeni imkanlar sunmalıyız.”

Kuleba, Ukraynalı turistlerle aynı uçakla Türkiye’ye geldiğini belirterek, şöyle devam etti:

“Ukraynalılar arasında Antalya çok popüler. Ukrayna’da, gerçekten Türkiye’de tatil yapmak isteyen çok fazla turistimiz var. Türkiye’ye minnettarız. Sadece uçak seferleriyle değil, aynı zamanda vatandaşlarımızın güvenli bir tatil geçirebilmeleri için ilgili tüm önlemleri aldılar. Türkiye’ye Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve egemenliği konusundaki desteği için de teşekkür ediyorum. Kırım’ın yasa dışı işgalini tanımadığı için teşekkür ederiz. Sözde kalmıyor ve gerçekten desteklerini hissediyoruz. Ukrayna ve Türkiye, gerçekten güvenilir dost ve ortaklar. Sadece ikili formda değil, uluslararası platform ve örgütler kapsamında da böyle. Burada uluslararası düzeni korumak için ve saldırganlık eylemlerini uygun gören ülkelerin bunu yapmasını engellemek için elimizden geleni yapacağız. Biz her konuda Türkiye ile çok güzel bir şekilde iş birliğimizi yürütüyoruz.” 

İçişleri Bakanı Soylu: Arama tarama çalışmalarına devam ediyoruz

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ile birlikte patlamanın yaşandığı havai fişek fabrikasındaki incelemenin ardından yaptığı açıklamada, fabrikada çalışan işçi sayısının 186 olduğunu, hastaneye gitmeyen ve şu ana kadar ulaşılamayan toplam kişi sayısının ise 7 olduğunu söyledi. 

Bakan Koca’nın önceki açıklamasında 4 kişinin hayatını kaybettiğini söylediğini anımsatan Süleyman Soylu, “3 kişinin akıbetiyle ilgili çalışmalarımız devam etmektedir. Başsavcımız bizimle beraber aynı çalışmaları değerlendiriyor. 2 vatandaşımızın adli tıpta kimlik tespitinin yapıldığını belirtti. 7 kişilik bir kaybımız var, 4’ü vefat. 3’ünü de arama tarama çalışmalarına devam ediyoruz.” diye konuştu.

Patlamanın hemen ardından Sakarya Valisi Çetin Oktay Kaldırım ile sorumlu kişilerden bilgi aldıklarını aktaran Soylu, “Ardından Sayın Cumhurbaşkanımızın, kendisine konuyla ilgili bilgiyi arz ettikten sonra bir talimatı oldu. Sağlık Bakanımız, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanımız ve bizler, Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla burada olduk. Hemen bir durum değerlendirmesi ortaya koyduk. Bu esnada da hem arama kurtarma hem de patlamaları ve yangını söndürmek için ekipler bölgeye hemen ulaştı. Büyükşehir Belediyemizle aynı zamanda AFAD’ımızın, Sağlık Bakanlığımızın bütün ekipleri burada oldu.” ifadelerini kullandı.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetleri Bakanlığı yetkililerinin de orada bulunanların aileleriyle hemen temasta bulunduklarını anlatan Bakan Soylu, şunları kaydetti:

“İlk önce Tarım ve Orman Bakanlığımızın uçaklarıyla ve itfaiyeyle beraber bir söndürme çalışması yapıldı. Bu söndürme çalışmasıyla ilgili şunu söyleyebilirim, şu anda söndürme çalışması tamamen sona erdi. Yaklaşık 21 ayrı birim, bina diyebiliriz, küçüklü büyüklü, bunların da 18’inin soğutma çalışması sona erdi. 3’ünde soğutma çalışması kaldı.”

Soylu, hem itfaiyeden hem de AFAD’dan 3 ayrı tim oluşturulduğunu ve bir plan dahilinde yangın ve patlamayla karşı karşıya kalan binalarda arama tarama ile arama kurtarma çalışmalarının gerçekleştirilmeye başlandığını dile getirerek, “Yaptığımız son değerlendirmede, orada çalışanlarla girilen son temasta elde ettiğimiz sonuç şu; Toplam 186 kişinin içeride olduğunu söylemiştik. Bu 186 kişiden bizim hastaneye gitmediğini tespit edemediğimiz ve şu ana kadar da ulaşamadığımız toplam kişi sayısı 7. Sayın Bakanımız 4 kişinin hayatını kaybettiğini söylemişti. 3 kişinin akıbetiyle ilgili çalışmalarımız devam etmektedir. Tekrar hem ‘geçmiş olsun’ diyorum hem de ‘başımız sağ olsun’ diyorum. Allah böyle bir felaketle bir daha karşılaştırmasın.” değerlendirmesinde bulundu.

“Bir kısmını adli tıpa ulaştırdık”

“7 kişi diyoruz ama bu yaptığımız tespit, listeler üzerinden” diyen Süleyman Soylu, “Fabrikada çalışanlar üzerinden yapılan bir tespit. Tabii dışarıdan gelme biliyorsunuz bu tip kazalarda bazen misafir olarak bulunma, dışarıdan gelme veya listede olmayanlarla ilgili de tespit yapılabilir. Elbette bunların tamamı arama-tarama çalışmaları sonrası ortaya çıkacaktır. Ama işin esası elimizdeki toplam rakam 7. 4’ü vefat, onları aldık bir kısmını da adli tıpa ulaştırdık. 2’sinin de kimliği belli oldu.” ifadesini kullandı.

Soylu, herkesin elinden geldiğince meselelerin yönetilmesinde büyük emek ve gayret ortaya koyduğunu vurgulayarak, herkese teşekkür etti.

Üretim ve depoların olduğu bölümlerin bulunduğunu belirten Bakan Soylu, “Bizim gördüğümüz ağır patlama ve hasarın olduğu bölüm, depoların olduğu bölüm. İtfaiye gerekli çalışmaları yapacak, daha ziyade bu işin çözümü Sayın Başsavcının ortaya koyacağı soruşturmanın sonucunda belli olacak. Burayla ilgili mart ayında bir denetim gerçekleştirildi patlayıcı bir madde içerdiği sebebiyle. Özellikle patlayıcı, yanıcı maddelerin üretimini yapan yerlerle alakalı denetimler sıklıkla devam etmektedir. Kendi adına bir prosedürü vardır, bu prosedür aksamaksızın devam eder.” şeklinde konuştu.

“60 kişinin hastanede tedavisi devam ediyor”

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sakarya’nın Hendek ilçesinde havai fişek fabrikasındaki patlamaya ilişkin, hastaneye kaldırılan 108 kişiden 48’inin taburcu edildiğini, 60 yaralının tedavisinin sürdüğünü bildirdi.

Koca, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ile patlamanın meydana geldiği havai fişek fabrikasındaki incelemenin ardından yaptığı açıklamada, 84 ambulans, 2 helikopter ambulans, 16 UMKE timi, AFAD ve 112 Acil Servis ekiplerinin sağlık hizmetini erken dönemde hızla vermeye başladığını söyledi.

Yaralıların tedavisine ilişkin bilgi veren Koca, “Şu ana kadar hastanelerimize 108 kişiyi ulaştırdık, 48 kişiyi taburcu ettik. 60 kişinin hastanede tedavisi devam ediyor. 4 vatandaşımız maalesef hayatını kaybetti, 3 vatandaşımızla ilgili durum tespiti, tarama çalışmaları devam ediyor. 3 kişiyle ilgili kurtarma çalışmaları önümüzdeki saatlerde genel durum netleşmiş olur. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Rabbim böyle acı felaketler milletimize tekrar yaşatmasın.” diye konuştu.

“Senelik rutin denetimlerimiz var”

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk da patlama haberini alır almaz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla bölgeye intikal ettiklerini aktardı.

“Bizdeki SGK kayıtlarına göre 186 çalışanımız bulunuyor.” diyen Bakan Selçuk, şöyle devam etti:

“Biz de 186 çalışanımızın ailelerine teker teker ulaşmaya başladık. Onun dışında denildiği gibi ziyaretçiler olabilir. Dolayısıyla rakamlar değişebilir. Bakanlarımızla beraber o ziyaretçilerin tespitlerini yapmaya çalışıyoruz. Vefat eden kardeşlerimize rahmet diliyorum. Geride kalan tüm yaralılarımıza şifa diliyorum. İnşallah arama yapılan kardeşlerimize de yakın zamanda ulaşacağımıza inanıyorum.”

Bakan Selçuk, bir basın gazetecinin “Patlamanın meydana geldiği fabrikada en son denetim ne zaman yapıldı?” sorusuna da “Senelik rutin denetimlerimiz var.” yanıtını verdi.

Bakanlar Soylu, Koca ve Selçuk, Sakarya’daki patlamada yaralananları ziyaret etti

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Sakarya’nın Hendek ilçesinde havai fişek fabrikasındaki patlamada yaralanan işçileri hastanede ziyaret etti.

Patlama bölgesindeki çalışmalarını tamamlayan bakanlar, yaralananların bir kısmının tedavide bulunduğu Hendek Devlet Hastanesi’ne geçti. 

Hastane görevlilerinden yaralıların durumu hakkında bilgi alan ve yaralılara geçmiş olsun dileklerini ileten Soylu, Koca ve Selçuk daha sonra hastaneden ayrıldı.

Soylu, Koca ve Selçuk’un hastane ziyaretine, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz ve AK Parti Sakarya milletvekilleri de eşlik etti.

F-16 uçakları Irak’ın kuzeyinde tespit edilen terör yuvalarını imha etti

Milli Savunma Bakanlığının Twitter hesabından yapılan açıklamada, Terörle Mücadele Harekatı kapsamında, Hava Kuvvetleri Komutanlığına ait iki F-16 uçağının, Irak’ın kuzeyinde Avaşin-Basyan bölgesinde tespit edilen terör yuvalarını imha ettiği belirtildi.

“Göklerin Kartalları her daim görevinin başında… Görev başarıyla tamamlanmıştır.” notu düşülen açıklamada, hava operasyonuna ait görüntüler paylaşıldı.

Görüntülerde, F-16 uçaklarının belirlenen hedefleri vurduğu anlar yer alıyor.

Türkiye’de Kovid-19 tespit edilenlerden 178 bin 278’i iyileşti

Sağlık Bakanlığının internet sitesinde yer alan ve Bakan Fahrettin Koca’nın Twitter’dan paylaştığı “Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosu”nun güncel verilerine göre, bugün 52 bin 141 test yapıldı, 1172 kişiye Kovid-19 tanısı konuldu. Son 24 saatte 19 hasta vefat etti, 1313 kişi iyileşti.

Toplam test sayısı 3 milyon 535 bin 818, vaka sayısı 203 bin 456, vefat sayısı 5 bin 186 olarak kayıtlara geçti.

Yoğun bakımdaki hasta sayısı 1082, solunum cihazına bağlı hasta sayısı 374, toplam iyileşen hasta sayısı ise 178 bin 278 oldu.

“Vakaların azalması zaman alıyor”

Bakan Koca, Twitter hesabından son verilere ilişkin değerlendirmede bulundu. 

24 Haziran’da 1492 olan yeni vaka sayısının 1172’ye indiğini belirten Fahrettin Koca, “Virüsün yayılması hızlı, vakaların azalması zaman alıyor. Son 1 haftada hastanede tedavi görenlerin yaş ortalaması 46,7. Son 1 haftada tanı konanların yüzde 11,13’ü 65 yaş üstü. Vefat edenlerin yüzde 70’ten fazlası bu yaş grubundan.” ifadesini kullandı.

Fransa Başbakanı Philippe istifa etti

Elysee Sarayı’ndan yapılan yazılı açıklamada, Philippe’in kendisi ve hükümetinin istifasını Macron’a sunduğu, istifanın kabul edildiği belirtildi. İlerleyen saatlerde yeni başbakanın isminin ve gelecek günlerde de yeni kabinenin açıklanması bekleniyor.Toplumsal ve ekonomik sorunlarla çalkalanan ülkede birkaç haftadır başbakanın istifası bekleniyordu.