Cumhurbaşkanı Erdoğan: 29 Nisan’dan 17 Mayıs’a kadar sürecek şekilde tam kapanmaya geçiyoruz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı’nın ardından açıklamalarda bulundu.https://www.youtube.com/embed/Jr3Nv2NN9_E

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının başında Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’ndeki değişikliklere ilişkin, “(Görevini devreden bakanlar) Bu arkadaşlarımızla ilgili sosyal medyada yürütülen linç kampanyalarını kınıyorum.” ifadelerini kullandı.

Kabine toplantısından önce KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile görüştüğünü anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Kıbrıs’ı çözümsüzlüğe mahkum etmek isteyen, Kıbrıs Türk’ü kardeşlerimizi ambargolarla yıldırmaya çalışan zihniyete müsamaha göstermeyeceğiz.”

“Sınırlarımız ötesinde de terör oluşumuna izin vermeyeceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pençe-Şimşek ve Pençe-Yıldırım operasyonlarına ilişkin, “Irak ve Suriye sınırlarımızı terör örgütlerinin tacizinden kurtardığımız gibi sınırlarımız ötesinde de terör oluşumuna izin vermeyeceğiz.” diye konuştu.

“Biden hakikatlere aykırı ifadeler kullanmıştır”

Erdoğan, ABD Başkanı Biden’ın 1915 olaylarını ‘soykırım’ olarak nitelemesine ilişkin, şu ifadeleri kullandı:

“ABD Başkanı Biden, bir asırdan daha uzun süre önce yaşanmış acı olaylarla ilgili mesnetsiz, haksız, hakikatlere aykırı ifadeler kullanmıştır. Türkiye olarak tarihte yaşanan acıların yarıştırılması gibi bir anlayışı kesinlikle insani bulmuyoruz. Ama şayet böyle bir yola girilecekse bu yarıştan alnı ak, vicdanı müsterih, kalbi mutmain çıkacak tek millet ve devletin biz olduğunu da hatırlatmak isteriz.” 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

“Tarihteki olayların araştırılması ve hakikatlerin ortaya çıkartılması, bu işin erbabına, tarihçilere bırakılmalıdır, siyasetçilere değil. Yıllardır dile getirilen Ermeni iddiaları konusunda ortak bir tarih komisyonu kurulması teklifimize hala bir cevap alamadık.” 

Erdoğan, Biden’ın “soykırım” nitelemesine ilişkin, “Radikal Ermeni çevrelerin ve Türkiye karşıtı grupların baskısıyla yer verildiğini düşünüyoruz. Biz kendimize bu kadar güvenirken karşı tarafın iddia sahibi olarak gerçeklerin peşinde koşmak yerine meseleyi ısrarla siyasi zemine taşıması, işin aslını göstermeye zaten tek başına yeterlidir.” ifadelerini kullandı.

“24 Nisan’da insani trajedi anlamında hiçbir şey olmamıştır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1915’te yaşanan olaylara ilişkin şu bilgileri verdi:

“Osmanlı Devleti’nin 24 Nisan’da yaptığı tutuklamaların ardından 27 Mayıs’ta ‘Sevk ve İskan Kanunu’ çıkartılmış, 1 Haziran’da da uygulamasına geçilmiştir. Yapılan işlem, muhtemel bir tehdide veya tehlikeye değil, bilfiil yürüyen isyana ve artarak süren katliamlara karşı alınmış bir tedbirdir. Aslında 24 Nisan’da insani trajedi anlamında hiçbir şey olmamıştır. 24 Nisan 1915 sadece Osmanlı’nın savaş halinde bulunduğu ülkelerle bir olup aleyhine faaliyet yürüten örgütleri kapatıp, 235 yöneticisini tutukladığı gündür. Osmanlı Devleti, Sevk ve İskan Kanunu’yla, bu katliamları gerçekleştiren çetelerin dayandığı Ermeni nüfusu geçici olarak başka bölgelere gönderme kararı almıştır. Üstelik bu karar, ülkedeki tüm Ermenileri değil sadece çete saldırılarının yoğun olduğu yerlerdeki Ermeni nüfusu kapsamaktadır. Sevk ve iskana tabi tutulanların sayısı ABD’nin raporlarında bile en fazla 600 bin olarak belirtilmektedir ki gerçek rakam daha da azdır. Acaba Amerika’nın arşivlerinde ne kadar belge var, varsa açabiliyor mu? Avrupa’da var mı, açabiliyor mu? Hodri meydan diyoruz.” 

“Hiçbir yerde Ermenilere ait toplu mezara rastlayamazsınız”

Erdoğan, ABD Başkanı Biden’a seslenerek, “Kimsesiz kalmış olan Ermeni çocuklara sahip çıkılarak kendileri için yetimhaneler kurulmuştur Sayın Biden. Mağdur durumda olan Ermeni nüfusa dışarıdan yardım gönderilmesine de hiçbir zaman engel çıkartılmamıştır. Osmanlı, Ermeni nüfusu başka yere göndermemiş, topraklarında yer değiştirtmiştir. 1 hafta süre verilmiş, mazereti olanlar muaf tutulmuştur. Pek çok yerde Ermenilerin katlettiği Türklere ait toplu mezarlar vardır ama hiçbir yerde Ermenilere ait toplu mezara rastlayamazsınız.” diye konuştu. 

“Kendinizi aynaya bakıp bir değerlendirmeniz lazım”

Erdoğan, şöyle devam etti:

“Osmanlı’nın Ermeni nüfusu, yer değiştirme işlemi sırasında salgın hastalıktan, asayiş sorunlarından veya güvenlik güçleriyle çatışırken hayatını kaybedenlerin sayısı 150 bini ancak bulmaktadır. Elbette bu 150 bin kişinin her biri bir candır ve önemli bir rakamdır. Gerçek rakamların 1 sıfır ilave ile abartıldığını bizzat Ermeni tarihçilerin ve siyasetçilerin kendileri de itiraf ediyor.” 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer soykırım diyorsanız şöyle kendinizi aynaya bakıp bir değerlendirmeniz lazım.” dedi. 

İstanbul’daki Ermeni nüfusu bir ara 650 bine yaklaştığını belirten Erdoğan, şunları aktardı:

“Herhalde insanlar soykırıma uğratıldıkları yere gönüllü olarak geri dönmezler. Bütün gerçekler ortadayken, kalkıp da Türk’e, Türk milletine ‘soykırım’ yaftasını yapıştıramazsınız. Ermeni iddialarıyla ilgili ortada herhangi bir somut delil olmadığı gibi uluslararası mahkeme kararı da mevcut değildir.” 

“Sadece bize husumet göstermekle kalmıyor, bilime de ihanet ediyorlar”

Erdoğan, “Amerika ve Avrupa ülkeleri, tarihi arşiv belgeleriyle konuşmaktan kaçanların safsatalarının, iftiralarının, yalanlarının yanında yer alarak sadece bize husumet göstermekle kalmıyor, bilime de ihanet ediyorlar.” ifadelerini kullandı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir asır önceki hayallerin bir benzerinin, Ermeni örgütlerinin bıraktığı yerden son 40 yıldır PKK terör örgütü vasıtasıyla hayata geçirilmeye çalışıldığının da farkında olduklarını belirtti. 

Erdoğan, Ermeni çevrelerin soykırım yalanının üzerine bu derece abanmalarının sebeplerinden birinin de yaklaşık 1,5 asırdır yaptıkları kıyımlardan ve ihlallerden sorumlu tutulma korkuları olduğunu söyledi. 

“ASALA terör örgütünün gerçekleştirdiği saldırıları unutmadık”

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“ASALA terör örgütünün özellikle 1970’li yıllarda diplomatlarımıza, yani elinde silah olmayan sivil kamu görevlilerine karşı gerçekleştirdiği saldırıları unutmadık, unutmayacağız. Bu alçak eylemlerde hayatlarını kaybeden diplomatlarımızın katillerinin nasıl korunduğunu, cezaevlerinden nasıl salıverildiğini gayet iyi biliyoruz.” 

“Her ne şekilde kurulmuş olursa olsun Ermenistan devletiyle de iyi komşuluk esasına dayalı bir ilişki tesis etmek istiyoruz.” diyen Erdoğan, “Bunun için son 16 yıldır fedakarlığı hep bizim yaptığımız adımlar attık, maalesef bu adımlarımıza samimi bir karşılık bulamadık.” dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son gelişmelerin üzerine tuz biber olan 24 Nisan açıklamasıyla artık Türk-Amerikan ilişkileri bu seviyesinin de çok gerisine düşmüştür.” ifadelerini kullandı.

“Vaka sayılarımızı süratle 5 binin altına indirmeliyiz”

Erdoğan, Kovid-19’la mücadeleye ilişkin, “Avrupa’nın açılma sürecine girdiği bir dönemde, bizim geride kalmamak için vaka sayılarımızı süratle 5 binin altına indirmeliyiz. Aksi takdirde, turizmden ticarete ve eğitime kadar her alanda ağır bir faturayla karşı karşıya gelmemiz kaçınılmaz olacaktır.” diye konuştu.

“29 Nisan’da 17 Mayıs’a kadar sürecek şekilde tam kapanmaya geçiyoruz”

Erdoğan, alınan yeni tedbirlere ilişkin, şunları aktardı:

“29 Nisan 2021 Perşembe akşamı saat 19.00’dan başlayıp, 17 Mayıs 2021 Pazartesi sabah 05.00’e kadar sürecek şekilde tam kapanmaya geçiyoruz. İçişleri Bakanlığı genelgesinde belirtilen istisna tutulan kuruluşlar hariç, tüm iş yerleri faaliyetlerine ara verecektir. Şehirler arası seyahatlerin tamamı izne tabi olacak ve şehirler arası toplu taşıma araçları yüzde 50 kapasiteyle çalışabilecek. Konaklama tesislerindeki rezervasyonlar, sokağa çıkma ve şehirlerarası seyahat kısıtlamaları için istisna teşkil etmeyecektir. Anaokulu, kreş, 8’inci ve 12’nci sınıflar dahil, tüm kurumlarda yüz yüze eğitime ara verilecek, tüm sınavlar ertelenecektir. Zincir marketler pazar günleri kapalı olacak, diğer günlerde belirlenen saatlerde hizmet vermeyi sürdürecektir. Sürecin hedeflediğimiz sonuçları verebilmesi için kurallar en sıkı şekilde uygulanacak, tedbirlerin istismarına izin verilmeyecektir.”

Erdoğan, “Salgın başladığından beri filyasyon ekipleriyle yoğun mesai sarf eden muhtarlarımızın aşılarına başlanacağının müjdesini vermek istiyorum.” dedi

Myanmar’da ordu ile etnik silahlı grup arasında çatışma çıktı: 5 ölü

The Irrawaddy sitesinde yer alan habere göre, Myanmar’ın kuzeyindeki Kachin eyaletine bağlı Sumprabum ilçesinde 16 Nisan gecesi ve dün sabah Myanmar ordusu ile KIA militanları arasında silahlı çatışma yaşandı.

KIA sözcüsü, çatışma bölgesinde Myanmar ordusundan 30 asker bulunduğunu ve 5 askerin öldürüldüğünü aktarırken, etnik silahlı grubun can kayıplarına ilişkin bilgi vermedi.

Myanmar’daki 20 etnik silahlı grubun arasında yer alan Kachin Bağımsızlık Ordusu, darbeye karşı çıkmış ve Myanmar ordusuna karşı protestocuları koruyacağını açıklamıştı.

Sivil can kayıpları 730’a yükseldi

Öte yandan, Myanmar’da askeri darbe ve seçilmiş hükümet üyelerinin gözaltına alınmasına karşı yapılan protesto gösterilerinde, güvenlik güçlerinin silahlı müdahalesi sonucu ölenlerin sayısı 730’a çıktı.

Siyasi Tutuklulara Yardım Kuruluşunun (AAPP) yayımladığı günlük raporda, ülkede son 24 saatte 2 can kaybının daha doğrulandığı bildirildi.

Toplam can kaybı 730 olarak güncellenirken 3 bin 152 kişinin, darbeden bu yana gözaltında tutulduğu kaydedildi.

871 kişi hakkında ise gözaltı kararının sürdüğü ifade edildi.

Myanmar’daki askeri darbe

Myanmar ordusu, 8 Kasım 2020 seçimlerinde hile yapıldığı iddialarının ortaya atılması ve ülkede siyasi gerilimin yükselmesinin ardından 1 Şubat’ta yönetime el koymuştu.

Ordu, ülkenin fiili lideri ve Dışişleri Bakanı Aung San Suu Çii başta olmak üzere, pek çok yetkiliyi ve iktidar partisi yöneticisini gözaltına almış ve bir yıllığına olağanüstü hal ilan etmişti.

Ülkede geniş katılımlı gösteriler sürerken gözaltındaki üst düzey hükümet yetkililerinin askeri mahkemede yargılanmalarına devam ediliyor.

Hindistan’da Kovid-19 salgınında günlük vaka sayısı 261 bini aştı

Hindistan Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, son 24 saatte 1501 kişi Kovid-19 nedeniyle yaşamını yitirdi, ölenlerin sayısı 177 bin 151’e yükseldi.

Son 24 saatte 261 bin 500 yeni vakanın tespit edilmesiyle toplam vaka sayısı 14 milyon 788 bin 109’a çıktı. Bu, “ülkede 30 Ocak 2020’de ilk Kovid-19 vakasının görülmesinden bu yana en yüksek günlük vaka artışı” olarak kayıtlara geçti.

Son 24 saatte 67 bin 123 vakanın saptandığı Maharaştra, 27 bin 734 vakanın görüldüğü Uttar Pradeş ve 24 bin 375 vaka tespit edilen Delhi, en fazla vakanın kaydedildiği bölge ve eyaletler oldu.

Virüs bulaştıktan sonra iyileşenlerin sayısının 12 milyon 809 bin 643’e ulaştığı ülkede, 1 milyon 801 bin 296 kişinin tedavisi sürüyor.

Uzmanlar, ülke çapındaki artan vakaların ardından hastanelerdeki doluluk oranlarının en yüksek seviyeleri gördüğüne işaret ederek sağlık sisteminin “çökme noktasında” olduğu uyarısında bulunuyor.

Delhi Eyalet Başbakanı Arvind Kejriwal, hastanelerde oksijen tüpü eksikliği görüldüğü ve çoğu hastanede de yatak sıkıntısının baş gösterdiği bilgisini paylaştı.

Günlük olarak dünyada en fazla vaka kaydedilen ülke

İlk Kovid-19 vakasının 30 Ocak 2020’de kaydedildiği Hindistan’da zaman içinde artan günlük vaka sayısı, 16 Eylül 2020’de 97 bin 859’a kadar çıkmış, bu tarihten sonra aşağı yönlü seyre girmişti. Günlük vaka sayısı sonraki 4,5 ay boyunca istikrarlı şekilde azalarak 1 Şubat’ta 8 bin 587’ye kadar düşmüştü.

Ancak bu ilk dalganın ardından vaka eğrisi şubattan itibaren yukarı doğru sert bir yay çizerek yeni ve ilkinden çok daha büyük bir dalga meydana getirdi.

2 Nisan’dan bu yana günlük bazda dünyada en fazla vaka kaydedilen ülke konumuna gelen Hindistan, Kovid-19 verilerinin derlendiği “Worldometers” internet sitesine göre, “dünyada en fazla vaka tespit edilen 2. ve virüse bağlı en fazla ölümün görüldüğü 4. ülke” konumunda bulunuyor.

Uygulanan aşı sayısı 123 milyona yaklaştı

Nüfusu yaklaşık 1,4 milyar olan ülkede hastalığa karşı yaygın aşılama kampanyası yürütülüyor.

Hindistan Sağlık Bakanlığı, ülkede uygulanan aşı sayısının 122 milyon 622 bin 590 doz olduğunu duyurdu.

Kovid-19 aşılama verilerinin derlendiği “Ourworldindata.org” internet sitesine göre, Hindistan, ABD ve Çin’in ardından “dünyada en fazla aşı yapılan 3. ülke” oldu.

Hindistan’da virüsün bulaşıcı özelliği yüksek yeni tipleri yaygınlaşıyor

Salgının dünya genelindeki yeni dalgasını ilk karşılayan ülkelerden biri olan Hindistan’da, Kovid-19’un mutasyona uğrayarak bulaşıcılığı artan yeni tiplerinin yayılmasının son dönemdeki vaka artışında etkili olduğu tahmin ediliyor.

Özellikle Güney Afrika, İngiltere ve Brezilya’da ortaya çıkan 3 mutasyonlu tür, uzmanlarca endişe kaynağı olarak görülüyor. Virüsün bu mutasyonları, Hindistan’da 30 Aralık 2020’den bu yana genetik sekansı çıkarılan 11 bin virüs numunesinin yüzde 7’sinde tespit edilmişti.

Pencap eyaleti yetkilileri, 24 Mart’ta yaptıkları açıklamada, eyalette 1 Ocak-10 Mart’ta toplanan ve gen dizilimi çıkarılan 404 numunenin yüzde 81’inde Kovid-19’un ilk kez İngiltere’de ortaya çıkan daha bulaşıcı türüne rastlandığını açıklamıştı.

Sağlık Bakanı Harsh Vardhan, 8 Nisan’da yaptığı açıklamada, kitlesel hareketliliği ve sosyal etkileşimi azaltmaya yönelik tedbirlerdeki eksikliğin vaka artışında etkili olduğu itirafında bulunmuştu.

Vardhan, vakaların en çok arttığı 11 eyalette dini festivallerin kutlandığına, seçim mitinglerinin düzenlendiğine, insanların toplu ekinliklerde mesafe kurallarını ihmal ettiğine dikkati çekmişti.

Bakan Varank, yerli Kovid-19 aşı adayının ilk insan denemelerinde gönüllü oldu

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ankara Onkoloji Hastanesi’nde TÜBİTAK COVID-19 Türkiye Platformu çatısı altında çalışmaları süren virüs benzeri parçacıklara dayalı (VLP) temelli aşının insan denemelerinin Faz-1 aşamasında aşı yaptırdı.

Varank, aşı olduktan sonra yaptığı açıklamada, VLP’nin Türkiye’de ve dünyada yenilikçi bir aşı teknoloji olduğunu belirterek “Normalde bu çalışmalar, 27 Martta 36 gönüllü ile başladı. Biz de Hasan Mandal hocamla bu çalışmaya katılmış olduk.” dedi.

Geçen yıl TÜBİTAK COVID-19 Türkiye Platformu olarak Türkiye’de tüm aşı ve ilaç çalışması yapan hocalarla toplantı yaparak ülkenin virüsle mücadelede neler yapabileceğini konuştuklarını anımsatan Varank, bazı hocaların Türkiye’nin aşı üretme kabiliyeti olduğunu bunu başarabilecek hocaların ve tesislerin olduğunu söylediğini aktardı.

Bir hocanın kendilerine “Sayın Bakan’ım siz bize destek verin, önümüzü açın, aşımızı üretelim, ilk biz kendimize yapılacağız.” dediğini aktaran Varank, “Biz Hasan Hoca’yla söz verdik, yeter ki bilim insanlarımız aşıyı üretme noktasına gelsin sizinle beraber biz de gönüllü oluruz. Bugün o gönüllülük sözümüzü yerine getiriyoruz.” ifadesini kullandı.

“VLP aşısı dünyada inovatif kabul edilen bir aşı türü”

Varank, VLP aşısının dünyada inovatif kabul edilen bir aşı türü olduğunu vurgulayarak şu bilgileri verdi:

“Dünya Sağlık Örgütü listesine göre dünyada 4 tane klinik aşamalarına geçmiş aşı adayı var. Burada İhsan ve Mayda hocalarımızın geliştirdiği bu aşının dünyadakilerden farklı özellikleri var. Aşı adayımız virüsün 4 proteinini de dikkate alarak tasarlanmış bir aşı adayı. Aynı zamanda aşılarda kullanılan etkinliğini artıran adjuvant​​​​​​​lar var. İhsan Hoca’nın en başında geliştirilmesine ABD’deki çalışmalarına katıldığı CpG adjuvantı var. İnovatif aşı adayı olduğuna inanıyoruz. Neticelerinin de çok farklı ve dünyadakilerden etkin olacağına inanıyoruz.”

Faz-1 gönüllüsü olmanın önemine işaret eden Varank, Türkiye’de Faz-1 çalışmasının aşıda çok yapılamadığını dile getirdi. Varank, aşı yaptıracak olan vatandaşlara da seslenerek şöyle konuştu:

“Aşılama vaktiniz geldiyse, aşıya adaysanız Sağlık Bakanlığımızın uyguladığı aşıları yaptırın. Ama yerli aşı çalışmalarında da gönüllü olmak istiyorsanız çekinmeyin. Biz burada Hasan Hoca’mızla Faz-1 ilk insan denemelerinde gönüllü olduk, aşımızı yaptırdık. Bu çalışmalarla Türkiye’nin VLP denilen yeni teknolojideki aşısında hızlıca ilerleyerek sene sonuna kadar Faz-3 çalışmalarını tamamlayıp Türkiye’nin VLP yerli ve milli aşısını elimize almak istiyoruz. Sadece Türkiye’ye değil aynı zamanda tüm insanlığa faydası olmasını aynı zamanda tüm insanlığa faydası olsun istiyoruz.”

Faz-1 teknik çalışma merkezi açmanın vizyoner bir adım olduğunu ifade eden Varank, hocalara da teşekkürlerini iletti. Varank, Faz-1 denemesi yapılan merkezlerin sayısını Sağlık Bakanlığı ile birlikte arttırmaya devam edeceklerini söyleyerek “Virüs benzeri parçacıklı aşı adayımıza çok güveniyoruz. Sene sonuna kadar yeterince gönüllü bulabilirsek Faz-3’üde hızlıca tamamlayarak aşımızı ele almak dünyaya şifa olacak başarılı bir aşıyı ortaya çıkarmış olacağız.” şeklinde konuştu.

Virüs benzeri parçacıklar teknolojisinin inovatif bir teknoloji olduğu için yeni mutasyonlar için de dizaynı ve tasarımının değiştirilebildiğini belirten Varank, şöyle devam etti:

“Şu anda İhsan ve Mayda hocalarımız İngiliz mutasyonu için VLP aşısının ikinci tasarımını yaptılar. Hayvan deneylerini şu anda TÜBİTAK MAM’da başladı. Bu aşının Faz-2’sine geçildiğinde İngiliz mutasyonuna karşı olan tasarım denenmiş olacak. Sentetik biyoloji dünyada öne çıkan bilim dalı olarak şu anda gündemde. Önümüzdeki dönemde ona ilgi artacak. Bu teknolojiyle ilgili çalışmalar artacak. Sentetik biyolojinin önemli özelliklerinden bir tanesi de hızlı adaptasyon yapılabilmesi. VLP aşısı Faz-2’de İngiliz mutasyonu için denenecek. Ama diğer mutasyonlar için de çok çabuk şekilde yeni bir tür geliştirmek mümkün, hocalarımız bunu çalışıyorlar.”

Gönüllü olun çağrısı

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, 27 Mart 2021’de VLP aşısında Faz-1 aşamasına geçildiğini bildirdi.

Bugün Faz-1 çalışmalarının devam ettiği noktada Bakan Varank ile gönüllü olduklarına işaret eden Mandal, “2 Nisan 2020’de Türk bilim insanlarına güvenin demiştik. Türk bilim insanları dünyadaki var olanlar aşıların da üzerine de çıkarak en iyi şekilde tasarlayacaklar. TÜBİTAK COVID-19 Türkiye Platformu kapsamında TÜBİTAK tarafında desteklenen 7 aşı adayımız var. Bunlardan birisi şu an Faz-1 aşamasında. Biz buna gönüllü olduk. İnşallah gelecek haftadan itibaren diğer aşı adayımız inaktif aşı adayı. O da başlayacak Ankara Şehir Hastanesinde.” dedi.

Mandal, diğer bir aşının da yakın zamanda denemelere başlayacağını bunun için başvurunun yapılacağını belirtti. Türkiye’deki bilim insanlarına güvenilmesi gerektiğini söyleyen Mandal, “Türkiye bilimi ve teknolojiyi takip eden bir ülke değil üreten geliştiren bir ülke. Ben bunun ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Bütün halkımıza, öğrencilerimize gönüllü olmalarını öneriyorum. Süreçte emeği geçenlere teşekkür ediyorum.” değerlendirmesini yaptı.

“En kısa sürede yerli aşımızın faz çalışmalarını bitirmiş olacağız”

Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Fevzi Altuntaş da Faz-1 aşamasında olan aşıya Bakan Varank ve Başkan Mandal’ın katılmasının önemli olduğunu vurguladı. Aşının ilk dozlamasının bittiğine dikkati çeken Altuntaş, şunları kaydetti:

“36 gönüllü üzerinde Faz-1 VLP çalışması bitirmiş olduk. Aşımızın 4 Mayıs itibarıyla Faz-2 çalışmalarına geçmiş olacağız. Kendine yeter bir akademik yapı ve bilim camiası önemli. Bu aşıda bunu belirgin şekilde görmekteyiz. Bizler üzerimize düşeni yapıyoruz. En kısa sürede yerli aşımızın faz çalışmalarını bitirmiş olacağız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 2021 senesini ülkemiz ve milletimiz için bir şahlanış yılına dönüştüreceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Huber Köşkü’nden canlı bağlantıyla katıldığı Hasankeyf-2 Köprüsü Açılış Töreni’nde sözlerine, bugün vefatının 28. yıldönümü olan 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’ı yad ederek başladı.

Özal’ın ülkenin güçlenmesi ve kalkınması için gayret sarf etmiş, samimiyeti, dürüstlüğü ve çalışkanlığıyla milletin gönlünde taht kurmuş büyük bir siyasetçi olduğunu dile getiren Erdoğan, “Merhum Özal gibi vatanperver devlet adamlarından devraldığımız hizmet sancağını çok daha yukarılara taşımak için var gücümüzle çalışıyoruz. İşte bugün ülkemizin medarı iftiharlarından olan Ilısu projemizin etaplarından birini daha hayata geçirmenin bahtiyarlığını yaşıyoruz.” ifadelerini kullandı.

https://platform.twitter.com/embed/Tweet.html?creatorScreenName=https%3A%2F%2Ftwitter.com%2Fanadoluajansi&dnt=false&embedId=twitter-widget-0&features=eyJ0ZndfZXhwZXJpbWVudHNfY29va2llX2V4cGlyYXRpb24iOnsiYnVja2V0IjoxMjA5NjAwLCJ2ZXJzaW9uIjpudWxsfSwidGZ3X2hvcml6b25fdHdlZXRfZW1iZWRfOTU1NSI6eyJidWNrZXQiOiJodGUiLCJ2ZXJzaW9uIjpudWxsfX0%3D&frame=false&hideCard=false&hideThread=false&id=1383431671693774850&lang=en&origin=https%3A%2F%2Fwww.aa.com.tr%2Ftr%2Fturkiye%2Fcumhurbaskani-erdogan-2021-senesini-ulkemiz-ve-milletimiz-icin-bir-sahlanis-yilina-donusturecegiz%2F2211994&sessionId=e6dc0306fd375bc79e5aed30a9220c6fef7aad18&siteScreenName=https%3A%2F%2Ftwitter.com%2Fanadoluajansi&theme=light&widgetsVersion=ff2e7cf%3A1618526400629&width=550px

Açılışı yapılan Hasankeyf-2 Köprüsü’nün ülkeye ve millete hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, Batman-Hasankeyf-Gercüs-Midyat yolu üzerinde inşa ettikleri köprüyle bölgeye gurur verici bir yatırımı daha kazandırmış olduklarını aktardı.

Erdoğan, Hasankeyf-2 Köprüsü’nün 1001 metrelik mesafesiyle ülkenin en uzun köprüleri arasında yer aldığını, bölünmüş yol standardında inşa edilen köprüde yayalar için de bir geçiş yolunun bulunduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Toplam yatırım tutarı 439 milyon lirayı bulan bu köprü su altında kalan Batman-Midyat yolunun göl sahası dışında inşa edilen Hasankeyf’in yeni merkeziyle olan irtibatını da sağlayacaktır. Açılışını yaptığımız projeyle zamandan ve akaryakıttan önemli ölçüde tasarruf edilecektir. Batman, Mardin ve Habur Sınır Kapısı arasındaki irtibatı da sağlayacak bu köprünün bölgemiz ticaretine çarpan etkisi olacaktır.” diye konuştu.

“Yolumuzda kararlılıkla yürüdük”

Dicle Nehri üzerinde yükselen dev eserin inşasında emeği geçenleri tebrik ederek, ülkenin ve milletin hayallerini gerçeğe dönüştüren emek sahiplerinin her birine teşekkür eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Türkiye’nin ihtiyacı eser ve hizmet siyasetidir. Biz de bu anlayışla ülkemizin dört bir yanına eserlerimizle, yatırımlarımızla, hizmetlerimizle mührümüzü vuruyoruz. Ülkemizin batısında ne varsa doğusunda da o olsun diye koşturuyoruz. Bu hizmetleri de çoğu zaman terör örgütlerine, destekçilerine ve takoz muhalefetiyle önümüzü tıkamaya çalışan kifayetsizlere rağmen hayata geçiriyoruz. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizdeki projelerimizle zorlu arazi şartları yanında bölücü terör örgütünün sabotajlarıyla da uğraşıyoruz. Son 19 yılda şehirlerimiz arasındaki gelişmişlik farklarını giderme yolunda attığımız her adımda bölücü örgüt ve siyasi uzantılarını daima karşımızda bulduk. İstismar araçlarını kaybetmemek uğruna her türlü alçaklığa imza attılar.”

Terör örgütünün, Batmanlı, Mardinli, Hakkarili, Şırnaklı, Diyarbakırlı vatandaşların hizmet almaması için her türlü iğrençliği sergilediğini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

“Mesela yol yaptık, rızkının peşindeki işçileri katlettiler. Baraj yaptık müteahhitleri tehdit ettiler. Havalimanı yaptık akla, hayale gelmedik iftiralar attılar. Okul yaptık, çiçeği burnunda, gencecik öğretmenlerimizi şehit ettiler. Kütüphane, kurs, yurt, gençlik merkezi yaptık, ateşe verdiler, yakıp, yıktılar. Bölgeye yatırım getiren iş adamlarını baskıyla yıldırmaya çalıştılar. Milletimizin vergileriyle alınan belediye araçlarını, halka hizmet vermek yerine sokaklara çukur, hendek açmak için kullandılar. Burada yaşayan vatandaşlarımız özellikle Ilısu Barajımızın inşa sürecinde karşılaştığımız sıkıntıları gayet iyi biliyor. İçeride bölücü örgütün güdümündeki yapıların, dışarıda onların destekçilerinin barajla ilgili yürüttükleri kampanyaları dün gibi hatırlıyoruz. Biz bunların hiçbirine prim vermedik. Mimar Sinan gibi, yaptığın işi gönlünde hissedersen ırmaklar çağlar içinde diyerek, yolumuzda kararlılıkla yürüdük. Bizi engellemek isteyenlere cevabımızı hep daha büyük hizmetleri, eserleri ülkemize kazandırarak verdik.”https://www.youtube.com/embed/FTtvYsHDJAs?rel=0
Erdoğan, Ilısu barajını kötüleme yarışına girenlerin bu dev eser tamamlandığında ihtişamı karşısında ezildiklerini kaydetti.

Erdoğan, yolları, hastaneleri ve havalimanlarını dillerine dolayanların bu yatırımlar hizmete sokulduğunda kullanmak için sıraya girdiklerini dile getirerek, “İnşallah bundan sonra da aynı sahnelere şahit olmayı sürdüreceğiz.” ifadelerini kullandı.

Ataların “Hizmet eden izzet bulur” sözünü anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Biz de milletimize hizmetkar olmaktan daima şeref duyduk, iftihar ettik. Ülkemizin potansiyeline ve gücüne, milletimizin inancı ve azmiyle her şeyin üstesinden gelebileceğine yürekten inandık. Böylece cumhuriyet tarihimizde yapılan yatırımların katbekat fazlasını son 19 yıla sığdırmayı başardık. Bilhassa ulaştırma alanında cumhuriyet tarihimizin rekorlarını kırdık. İktidara geldiğimizde ülkemizde sadece 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol varken biz bunu 28 bin 200 kilometreye çıkardık. Otoyol uzunluğumuzu 3 bin 523 kilometreye yükselterek iki katından fazla artırdık. 2002 yılında 83 adet tünelimiz mevcutken bugün bu sayı 435’e yükseldi. Tünel uzunluğumuz 50 kilometreden 595 kilometreye, köprü ve viyadük uzunluğumuz 311 kilometreden 701 kilometreye ulaştı.”

Erdoğan, demiryollarında ülkeyi hızlı ve yüksek hızlı tren hatlarıyla tanıştırdıklarını belirterek, bunun yanında mevcut demiryolu ağının tamamına yakınını sıfırdan yapmışçasına yenilediklerini, modernize ettiklerini anlattı.

Şehirlerin önemli kısmına raylı sistem hatları, metrolar, tramvay hatları kazandırdıklarını, havalimanı sayısını 30 ilaveye 56’ya çıkartarak havayolunu halkın yolu haline getirdiklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

“Ulaştırma yatırımları noktasında bugüne kadar 932 milyar lira kaynak kullandık. Hatırlayın bir dönem bizim insanlarımız yurt dışındaki yollara, otobanlara, köprülere hayranlıkla bakardı. Özellikle gurbetçilerimiz ülkemize geldiklerinde Avrupa’daki imkanlardan övgüyle bahsederdi. İnsanlarımız çoğu zaman tedavi için, üniversite eğitimi, iş, aş bulmak için Avrupa’ya Amerika’ya gitmek zorunda kalırdı. Allah’a hamdolsun bugün bu tablo büyük oranda tersine döndü. Artık yabancılar Türkiye’ye geldiklerinde bizim yollarımıza, köprülerimize, tünellerimize, havalimanlarımıza gıptayla bakıyor. Sağlık hizmeti için artık bizim vatandaşımız yurt dışına gitmiyor. Her yıl yüzbinlerce yabancı, şifasını ülkemizdeki hastanelerde arıyor.”

“Koronavirüs salgınıyla mücadele örnek gösteriliyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin koronavirüs salgınıyla mücadelesinin hem Dünya Sağlık Örgütü hem de Batılı basın yayın organları tarafından örnek gösterildiğini belirterek, sadece son bir yılda toplam 16 bin 160 yataklı sağlık tesisinin inşaatını tamamlayarak insanların istifadesine sunduklarını kaydetti.

“Dünyada 100’a yakın ülkenin henüz ilk doz aşıya dahi ulaşamadığı bir atmosferde biz 20 milyon doz aşıyı vatandaşlarımıza uyguladık.” diyen Erdoğan, 2020’yi yüzde 1,8 gibi önemli bir büyüme oranıyla kapattıklarını vurguladı.

Erdoğan, Türk ekonomisine dair karamsar senaryolar çizen uluslararası kuruluşların bu tablo karşısında rakamlarını düzeltmeye, güncellemeye başladığını dile getirerek, şunları kaydetti:

“Aynı şekilde ihracatta, sanayi üretiminde her ay yeni rekorların haberlerini alıyoruz. Mart ayında ihracatımız geçen yılın mart ayına göre yüzde 42,2 artışla tüm zamanların en yüksek aylık ihracatı olan 18,9 milyon dolara ulaştı. Elbette sıkıntılarımız var ama aynı zamanda geleceğe ümitle bakmak için pek çok sebebe de sahibiz. İnşallah 2021 senesini ülkemiz ve milletimiz için bir şahlanış senesine dönüştüreceğiz. Bunu da hep olduğu gibi kardeşlikle, dayanışmayla, birlik ve beraberlikle başaracağız. Tüm umutlarını Türkiye’nin tökezlemesine, ülkemizin kaosa ve krize sürüklenmesine bağlayan muhterislere fırsat vermeyeceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.”

Erdoğan, konuşmasının sonunda köprünün hayırlı olması temennisinde bulunarak, emeği geçenleri tebrik etti.

“Yolun her iki tarafını yeşillendirelim”

Erdoğan konuşmasının ardından kurulan bağlantı ile Hasankeyf-2 Köprüsü açılış törenine katılanları tek tek tanıttı. Açılışın ardından kurdele ve makasların kendilerinde kalmalarını isteyen Erdoğan, köprünün tüm insanlığa hayırlı olması dileğinde bulundu.

Erdoğan’ın “Ya Allah Bismillah” sözlerinin ardından tören alanındaki kurdele katılımcılar tarafından kesildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yolun her iki yanında ağaçlandırma ve çiçeklendirme çalışmasının hızlandırılmasını isteyerek, “Biz kara toprak değil, oraya gideceğiz ama istiyoruz ki buraları şöyle güzel çam fidanlarıyla yeşillendirelim, buralardan arabalarıyla geçenler, yeşilliğin arasından geçsinler. Allah’a emanet olun.” ifadelerini kullandı.

Yerli ve milli imkanlarla geliştirilen modernize çekili top sistemlerinin TSK’ye teslimatları sürüyor

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığından (SSB) yapılan yazılı açıklamaya göre, Demir, SSB tarafından yürütülen 35 mm Hava Savunma Sistemi Modernizasyonu ve Parçacıklı Mühimmat Projesi kapsamında teslimatlar hakkında bilgi verdi.

Demir, katmanlı hava savunma sistemi güçlendirme çalışmalarının sürdüğünü belirterek, “ASELSAN ana yükleniciliğinde yerli ve milli sanayimizin ürettiği Ateş İdare Cihazı ve Modernize Çekili Top sistemlerinin Türk Silahlı Kuvvetlerine teslimatlarına devam ediyoruz.” ifadesini kullandı.

Ateş İdari Cihazı Takımı’nın, kritik tesisler ile sabit askeri birliklerin hava savunmasının etkin şekilde gerçekleştirilmesi amacıyla en güncel teknolojiye dayalı alçak irtifa hava savunma çözümü sunduğunun altını çizen Demir, şunları kaydetti:

“Ateş İdari Cihazı sistemi aynı anda 3 adede kadar Modernize Çekili Top’un yanı sıra 1 adet HİSAR-A Füze Fırlatma Sistemi’nin kontrolünü üstlenebiliyor. Söz konusu sistemler, 35 mm Parçacıklı Mühimmat ile aralarında havadan karaya füzeler, seyir füzeleri ve insansız hava araçlarının da yer aldığı güncel hava tehditlerine karşı hava savunmasını yüksek etkinlik ile icra ediyor. “

35 mm Modernize Çekili Top

Yapılan modernizasyon çalışmaları ile Türk Silahlı Kuvvetleri envanterinde bulunan 35 mm Çekili Hava Savunma Topları’nın tüm elektronik alt bileşenleri yenileniyor, söz konusu toplar güncel teknolojiyi kullanan etkin bir alçak irtifa hava savunma silahı olarak kullanıma sunuluyor.

Modernizasyon çalışmaları kapsamında toplara “Parçacıklı Mühimmat” atma yeteneği kazandırılıyor, topların atış ve komuta kontrollerinin Ateş İdare Cihazı tarafından gerçekleştirilmesi sağlanıyor.

35 mm Modernize Çekili Top (Ateş İdare Cihazı Takımı), 2 x 35 mm hava savunma topu ile 2 x 550 atım/dakika (toplam 1100 atım/dakika) atım hızı, 3 farklı mühimmat tipi kullanabilme, 35 mm Parçacıklı Mühimmat, HEI, TP-T, entegre güç ünitesi, geliştirilmiş kullanıcı arayüzleri, alçak gerilim beslemeli donanımlar, güç ünitesi kapandığında kısa süreli operasyona devam etmeyi sağlayan akü grubu, harici güç beslemesi ile çalışabilme, havadan karaya füzeler, seyir füzeleri ve insansız hava araçları gibi modern hava tehditlerine karşı üstün performans sağlayan, servo-kontrol, eyleyici, güç dağıtım ve atış kontrol alt sistemleri özelliklerine sahip bulunuyor.

Uluslararası ‘himmet’ zinciri kırılan FETÖ’nün ABD’deki merkezi yönetimi de sarsıldı

Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) ABD’deki ve diğer ülkelerdeki operasyonlarında kullanılmak üzere örgüt tabanı ve esnaf yapılanmasından “himmet” adı altında topladığı gelirlerdeki daralma, örgütün Pensilvanya‘daki yönetimini zora soktu.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye’deki, eğitim, medya ve ticari kuruluşları kapatılan ve her türlü faaliyeti yasaklanan FETÖ, bu kurumlardan topladığı merkez payının yanında örgütün tüm organizasyonlarda çalışanlardan yaptığı kesintilerden ve esnaf yapılanmasından toplanan himmet yardımlarını da kaybedince ekonomik olarak toparlanamadı.

Türkiye’nin dışında, dünyanın dört bir yanından yıllarca düzenli toplanarak örgütün Pensilvanya’daki merkezine gönderilen himmet paralarının ve bir çeşit kurumlar vergisi gibi toplanan yüzde 15 paylarının eskisi gibi tedarik edilememesi, terör örgütünde baş gösteren yönetim sıkıntılarını da beraberinde getirdi.

17-25 Aralık süreciyle başlayıp darbe teşebbüsünün yapıldığı 2016’ya kadar uzanan süreçte ABD’de yaptığı faaliyetleri kısıtlama yoluna giden örgüt, söz konusu dönemde, New Jersey’deki Ebru TV ismiyle İngilizce yayın yapan televizyonun da ekranını karartmak zorunda kalmıştı.

ABD’de 2011’den sonra günlük dağıtımını bırakarak haftalığa dönen ve 2012’den itibaren baskıya tamamen son veren örgütün gazetesi Zaman ise daha sonraki süreçte internet yayınına bile son vermişti.

Türkçe Olimpiyatları adından “Türkçe” kelimesini çıkardı

FETÖ’nün Türk toplumunun milli duygularını sömürmek için düzenlediği faaliyetlerden biri olan ve yıllardır kesintisiz yapılan Türkçe Olimpiyatları’nın çoğu, 17-25 Aralık sonrası iptal edilerek Teksas ve New York gibi bazı merkezlerde devam etti. Aynı süreçte adından “Türkçe” ifadesi çıkarılan organizasyonların “Uluslararası Dil ve Kültür Festivali” şeklinde adlandırılması dikkati çekti.

Türk şirketlerinden destek alamayan örgüt, olimpiyatların adından sadece Türkçe ifadesini çıkarmakla kalmayıp, içeriğini de daha kozmopolit bir yapıya dönüştürerek Türk kimliğinden uzaklaşırdı.

En son 2019’da yapılan festivalin 2 ana sponsorundan birinin FETÖ’nün ABD’deki ekran yüzü basketbolcu Enes Kanter’in kurduğu Enes Kanter Foundation ve ikincisinin de bir diğer FETÖ’cü şirket olması da dikkatlerden kaçmadı.https://www.youtube.com/embed/2oGSPEYs4yo?rel=0

“Muavenet” projesi tutmadı

Büyük firma sponsorları ve iş adamlarının desteğini kaybeden örgüt, darbe sonrası işini kaybeden üyeleri için FETÖ’nün Pensilvanya’daki merkezinden idare edilmek üzere “Muavenet” adı altında yardım sandığı oluşturarak kendi tabanı ve kurumlarından elde ettiği gelirleri artırma çabasına girdi.

FETÖ firarisi gazeteci Ahmet Dönmez’in, Cevdet Türkyolu ve Mustafa Özcan gibi isimlerin örgüt paraları ile şahsi servet yapmalarına tepki göstermesi üzerine bu yardım sandığı projesi amacına ulaşamazken sosyal medya üzerinden örgüt içi yolsuzluk konusunda yapılan tartışmaların giderek büyüdüğü görüldü.

Öte yandan Fetullah Gülen’den sonra örgütü ve parasal kaynakları kimin yöneteceği tartışması giderek büyüdü. ABD’nin bazı bölgelerinde ve bir kısım Avrupa ülkelerinde örgüt üyelerinin lokal yapılanmalara gittiği, kendi içlerinde “daha şeffaf ve demokratik” yapılar kurduklarını duyurmaları, bundan sonra Pensilvanya’nın her söylediğini kabul etmeyecekleri, kendi kaderlerini tayin edecekleri şeklinde algılandı.https://www.youtube.com/embed/qYwDss-33Ig?rel=0

Mustafa Özcan’ın “yüzde 15 kasası”

Firari Dönmez’in, hazırladığı yazı dizisinde, Mustafa Özcan’ın tüm ülkelerdeki FETÖ kurumlarından elde edilen gelirin yüzde 15’ini ve örgütün üyelerinin maaşlarının yüzde 10’unu alarak bir kasada toplattığı ve konuyu bilenlerin buna “Yüzde 15 kasası” ismi verdiği bilgisini paylaştı.

Bu yüzdelerin örgüt içinde kurumlar vergisi ve şahsi vergi gibi görüldüğünü belirten Dönmez, şu ifadeleri kullandı:

“Bölge imamları, il imamları ve birim sorumluları her ay düzenli olarak bütün illerde ve birimlerde toplanan gelirin yüzde 15 payını merkez kasaya aktarıyordu. Maaşlardan ‘himmet’ olarak toplanan yüzde 10’lar da bu kasada toplanıyordu. Sadece yurt içi de değil. Avrupa’da toplanan himmetlerin, bağışların veya diğer gelirlerin de belli yüzdeleri Özcan’ın kontrolündeki bu kasaya kalıyordu. Avrupa’dan bu kasaya aktarılan paraların, yıllık ortalama 3 milyon avro olduğu belirtiliyor.”

Dönmez’in verdiği rakama bakıldığında, tabandan eskisi gibi para toplayamayan örgüt merkezinin ne kadar büyük maddi kayıp yaşadığı ortaya çıkıyor.

Kurbanların kesilmediğinin ortaya çıkması, bağışları büyük ölçüde azalttı

FETÖ’cü Ahmet Dönmez’in Mustafa Özcan’a yönelik iddialara yer verdiği yazısındaki itiraf niteliğindeki açıklamalarda, örgütün her yıl dini duygularını sömürdüğü yüz binlerce üyeden topladığı kurban paralarının bir kısmının ayrılıp, ABD’deki merkeze gönderildiği bilgisini paylaşarak şunları kaydetti:

“Mesela sadece 2006 yılında Etiyopya’da tam 40 bin kurbanın kesilmediği, kesilmiş gibi tevillere gidildiği ve bu paraların belli kısmı başka harcamalara giderken ilgili oranın da merkezi kasaya aktarıldığı ileri sürülüyor. Bir cemaat görevlisi o yıl aldığı bir duyum üzerine bu iddiaları özellikle araştırıyor ve söylentilerin üzerine gidiyor. Sonuçta yukarıda anlattığım gerçeği ortaya çıkarıyor. Yıllarca bu organizasyonlar içerisinde yer almış aynı yetkili, sadece Afrika üzerinden elde edilen kurban ‘karlarının’ yani gerçek hisse tutarından arta kalan meblağın yıllar içerisinde 100 milyon avroyu geçtiğini bildiriyor. Aynı kişi, bunun hesabını sormak üzere çok uzun süre uğraşmasına rağmen hiçbir sonuç alamayınca sırf bu nedenle hiyerarşi ile yollarını ayırdığını da özellikle vurguluyor.”

ABD’nin New York ve New Jersey eyaletlerinde yaşayan bazı Türk vatandaşları da kurbanların hepsinin kesilmediğine inandıklarını, yaşadıkları bir olayla anladıklarını ifade etti.

İsmini vermek istemeyen bir Türk, kurbanlarını kesmeleri için vekalet verdikleri FETÖ üyesi dernekten Kurban Bayramı’nın ilk günü öğlen saatlerinde telefon aldıklarını ve kendilerine “Etler geldi, isterseniz alabilirsiniz.” denildiğini aktardı.

Söz konusu vatandaş, daha önce kendilerine isterlerse kestirecekleri kurbanın 3’te 1 oranında etini alabilecekleri, kalanının hayır için dağıtılacağının söylendiğini, ancak bayram günü aldıkları telefonda özellikle “kurban” kelimesinin zikredilmediğini, sadece “et” denilerek takiye yapıldığını fark ettiklerini belirtti.

Öte yandan ABD yapılanmasını güçlendirmek isteyen FETÖ’nün, darbe sonrası Türkiye’den yanında yüklü miktarda paralarla kaçtığı söylenen örgüt üyeleriyle bulundukları eyaletteki esnafları iş ortağı yaparak hem bu kişilerin vatandaşlık süreçlerini hızlandırma hem de himmet zincirine yeni halkalar ekleme yolunu denediği kaydedildi.

8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, vefatının 28. yılında kabri başında anıldı

Törende Erdoğan, Topkapı’daki Anıt Mezar’a Cumhurbaşkanlığı çelengini bıraktı. Kur’an-ı Kerim okunmasının ardından kürsüye gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan da merhum Cumhurbaşkanı Özal için İnfitar suresini okudu.

İl Müftüsü Mehmet Emin Maşalı’nın duasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özal ailesi üyeleri ile bir süre konuştu.

Törene Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Özal’ın eşi Semra Özal, çocukları Ahmet, Efe, Zeynep Özal ile torunları Sinem, Serra ve Turgut Özal, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, AK Parti İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, AK Parti Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı, Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan da katıldı.

https://platform.twitter.com/embed/Tweet.html?creatorScreenName=https%3A%2F%2Ftwitter.com%2Fanadoluajansi&dnt=false&embedId=twitter-widget-0&features=eyJ0ZndfZXhwZXJpbWVudHNfY29va2llX2V4cGlyYXRpb24iOnsiYnVja2V0IjoxMjA5NjAwLCJ2ZXJzaW9uIjpudWxsfSwidGZ3X2hvcml6b25fdHdlZXRfZW1iZWRfOTU1NSI6eyJidWNrZXQiOiJodGUiLCJ2ZXJzaW9uIjpudWxsfX0%3D&frame=false&hideCard=false&hideThread=false&id=1383375330765721600&lang=en&origin=https%3A%2F%2Fwww.aa.com.tr%2Ftr%2Fturkiye%2F8-cumhurbaskani-turgut-ozal-vefatinin-28-yilinda-kabri-basinda-anildi-%2F2212009&sessionId=18aacbb4620de8c575506cfd72fa32a31e2fb072&siteScreenName=https%3A%2F%2Ftwitter.com%2Fanadoluajansi&theme=light&widgetsVersion=ff2e7cf%3A1618526400629&width=550px

Semra Özal, törende gazetecilere yaptığı açıklamada, “Bomboş bir dünyada yaşıyorum 28 senedir. O olmayınca benim için her şey boş. Hiçbir şeyin değeri yok, kıymeti yok. Öyle yaşıyoruz işte” dedi.https://www.youtube.com/embed/lPRGlbuiGFc?rel=0

Kabine üyeleri anma mesajları yayımladı

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri ile siyasi parti liderleri ve temsilcileri, vefatının 28. yılında 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ı andı.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Twitter hesabından yayımladığı mesajda, Türkiye’nin kalkınması ve demokrasinin gelişmesi hedefinde hizmetleriyle milletin sevgisini kazanmış 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ı rahmetle andığını belirterek, “Kabri nur, ruhu mesrur olsun.” ifadesini kullandı.

https://platform.twitter.com/embed/Tweet.html?creatorScreenName=https%3A%2F%2Ftwitter.com%2Fanadoluajansi&dnt=false&embedId=twitter-widget-1&features=eyJ0ZndfZXhwZXJpbWVudHNfY29va2llX2V4cGlyYXRpb24iOnsiYnVja2V0IjoxMjA5NjAwLCJ2ZXJzaW9uIjpudWxsfSwidGZ3X2hvcml6b25fdHdlZXRfZW1iZWRfOTU1NSI6eyJidWNrZXQiOiJodGUiLCJ2ZXJzaW9uIjpudWxsfX0%3D&frame=false&hideCard=false&hideThread=false&id=1383343843127402504&lang=en&origin=https%3A%2F%2Fwww.aa.com.tr%2Ftr%2Fturkiye%2F8-cumhurbaskani-turgut-ozal-vefatinin-28-yilinda-kabri-basinda-anildi-%2F2212009&sessionId=18aacbb4620de8c575506cfd72fa32a31e2fb072&siteScreenName=https%3A%2F%2Ftwitter.com%2Fanadoluajansi&theme=light&widgetsVersion=ff2e7cf%3A1618526400629&width=550px

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Turgut Özal’ı saygı ve rahmetle andığını belirterek, “Ülkemize ivme kazandıran icraatları, demokratikleşme ve kalkınma sürecinde iz bırakan hizmetleriyle her zaman saygıyla anacağız.” mesajını paylaştı.

https://platform.twitter.com/embed/Tweet.html?creatorScreenName=https%3A%2F%2Ftwitter.com%2Fanadoluajansi&dnt=false&embedId=twitter-widget-2&features=eyJ0ZndfZXhwZXJpbWVudHNfY29va2llX2V4cGlyYXRpb24iOnsiYnVja2V0IjoxMjA5NjAwLCJ2ZXJzaW9uIjpudWxsfSwidGZ3X2hvcml6b25fdHdlZXRfZW1iZWRfOTU1NSI6eyJidWNrZXQiOiJodGUiLCJ2ZXJzaW9uIjpudWxsfX0%3D&frame=false&hideCard=false&hideThread=false&id=1383339828733874176&lang=en&origin=https%3A%2F%2Fwww.aa.com.tr%2Ftr%2Fturkiye%2F8-cumhurbaskani-turgut-ozal-vefatinin-28-yilinda-kabri-basinda-anildi-%2F2212009&sessionId=18aacbb4620de8c575506cfd72fa32a31e2fb072&siteScreenName=https%3A%2F%2Ftwitter.com%2Fanadoluajansi&theme=light&widgetsVersion=ff2e7cf%3A1618526400629&width=550px

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, sosyal medya hesabından yayımladığı mesajda, “Ülkemizin demokrasi mücadelesinde gövdesini ortaya koyan, ömrünü milletimize hizmete adayan kıymetli büyüğümüz 8. Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ı vefatının yıl dönümünde saygı ve rahmetle anıyorum.” açıklamasında bulundu.

https://platform.twitter.com/embed/Tweet.html?creatorScreenName=https%3A%2F%2Ftwitter.com%2Fanadoluajansi&dnt=false&embedId=twitter-widget-3&features=eyJ0ZndfZXhwZXJpbWVudHNfY29va2llX2V4cGlyYXRpb24iOnsiYnVja2V0IjoxMjA5NjAwLCJ2ZXJzaW9uIjpudWxsfSwidGZ3X2hvcml6b25fdHdlZXRfZW1iZWRfOTU1NSI6eyJidWNrZXQiOiJodGUiLCJ2ZXJzaW9uIjpudWxsfX0%3D&frame=false&hideCard=false&hideThread=false&id=1383363409815633930&lang=en&origin=https%3A%2F%2Fwww.aa.com.tr%2Ftr%2Fturkiye%2F8-cumhurbaskani-turgut-ozal-vefatinin-28-yilinda-kabri-basinda-anildi-%2F2212009&sessionId=18aacbb4620de8c575506cfd72fa32a31e2fb072&siteScreenName=https%3A%2F%2Ftwitter.com%2Fanadoluajansi&theme=light&widgetsVersion=ff2e7cf%3A1618526400629&width=550px

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da mesajında “Millet ariftir, Sevdiğini niçin sevdiğini bilir. Sevdiğini, ahirete göçtüğünde de duasıyla, vefasıyla, takdiriyle yad eder. Gelecek nesillerine de emanet eder. Büyük milletimiz, rahmetli Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ı çok sevdi. Allah rahmet eylesin.” ifadelerine yer verdi.

https://platform.twitter.com/embed/Tweet.html?creatorScreenName=https%3A%2F%2Ftwitter.com%2Fanadoluajansi&dnt=false&embedId=twitter-widget-4&features=eyJ0ZndfZXhwZXJpbWVudHNfY29va2llX2V4cGlyYXRpb24iOnsiYnVja2V0IjoxMjA5NjAwLCJ2ZXJzaW9uIjpudWxsfSwidGZ3X2hvcml6b25fdHdlZXRfZW1iZWRfOTU1NSI6eyJidWNrZXQiOiJodGUiLCJ2ZXJzaW9uIjpudWxsfX0%3D&frame=false&hideCard=false&hideThread=false&id=1383341857158025219&lang=en&origin=https%3A%2F%2Fwww.aa.com.tr%2Ftr%2Fturkiye%2F8-cumhurbaskani-turgut-ozal-vefatinin-28-yilinda-kabri-basinda-anildi-%2F2212009&sessionId=18aacbb4620de8c575506cfd72fa32a31e2fb072&siteScreenName=https%3A%2F%2Ftwitter.com%2Fanadoluajansi&theme=light&widgetsVersion=ff2e7cf%3A1618526400629&width=550px

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Twitter’dan yayımladığı mesajda Özal’ı andı.

https://platform.twitter.com/embed/Tweet.html?creatorScreenName=https%3A%2F%2Ftwitter.com%2Fanadoluajansi&dnt=false&embedId=twitter-widget-5&features=eyJ0ZndfZXhwZXJpbWVudHNfY29va2llX2V4cGlyYXRpb24iOnsiYnVja2V0IjoxMjA5NjAwLCJ2ZXJzaW9uIjpudWxsfSwidGZ3X2hvcml6b25fdHdlZXRfZW1iZWRfOTU1NSI6eyJidWNrZXQiOiJodGUiLCJ2ZXJzaW9uIjpudWxsfX0%3D&frame=false&hideCard=false&hideThread=false&id=1383323101555924993&lang=en&origin=https%3A%2F%2Fwww.aa.com.tr%2Ftr%2Fturkiye%2F8-cumhurbaskani-turgut-ozal-vefatinin-28-yilinda-kabri-basinda-anildi-%2F2212009&sessionId=18aacbb4620de8c575506cfd72fa32a31e2fb072&siteScreenName=https%3A%2F%2Ftwitter.com%2Fanadoluajansi&theme=light&widgetsVersion=ff2e7cf%3A1618526400629&width=550px

Akşener, Destici ve Karamollaoğlu’ndan anma mesajı

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Twitter’dan anma mesajı yayımladı. Akşener, “Ülkemizin özgür ve demokratik bir yapıya kavuşması için çaba gösteren, Cumhuriyetimizin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ı vefatının yıl dönümünde saygı ve rahmetle anıyorum.” mesajını paylaştı.

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, “Vefatının 28’nci seneidevriyesinde eski Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız merhum Turgut Özal’ı rahmetle anıyorum.
Mekanı cennet olsun.” ifadelerini kullandı.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da yayımladığı mesajla Özal’ı andı.

AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, “Ülkemize büyük hizmetleri olan değerli devlet adamı, 8. Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ı vefatının 28’inci yılında rahmetle anıyorum.” ifadesine yer verdi.

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, “Türkiye’nin her alanda kalkınması için özveriyle çalışan, milli iradeyi esas alan siyaset anlayışıyla ülkemize çok önemli hizmetlerde bulunan 8. Cumhurbaşkanımız merhum Turgut Özal’ı vefatının seneidevriyesinde rahmetle ve hayırla anıyorum.” mesajını paylaştı.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de Twitter hesabından Turgut Özal’ın fotoğrafını paylaşarak, “8. Cumhurbaşkanımız merhum Turgut Özal’ı vefatının 28. yıl dönümünde rahmetle ve saygıyla anıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 2021 senesini ülkemiz ve milletimiz için bir şahlanış yılına dönüştüreceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Huber Köşkü’nden canlı bağlantıyla katıldığı Hasankeyf-2 Köprüsü Açılış Töreni’nde sözlerine, bugün vefatının 28. yıldönümü olan 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’ı yad ederek başladı.

Özal’ın ülkenin güçlenmesi ve kalkınması için gayret sarf etmiş, samimiyeti, dürüstlüğü ve çalışkanlığıyla milletin gönlünde taht kurmuş büyük bir siyasetçi olduğunu dile getiren Erdoğan, “Merhum Özal gibi vatanperver devlet adamlarından devraldığımız hizmet sancağını çok daha yukarılara taşımak için var gücümüzle çalışıyoruz. İşte bugün ülkemizin medarı iftiharlarından olan Ilısu projemizin etaplarından birini daha hayata geçirmenin bahtiyarlığını yaşıyoruz.” ifadelerini kullandı.

https://platform.twitter.com/embed/Tweet.html?creatorScreenName=https%3A%2F%2Ftwitter.com%2Fanadoluajansi&dnt=false&embedId=twitter-widget-0&features=eyJ0ZndfZXhwZXJpbWVudHNfY29va2llX2V4cGlyYXRpb24iOnsiYnVja2V0IjoxMjA5NjAwLCJ2ZXJzaW9uIjpudWxsfSwidGZ3X2hvcml6b25fdHdlZXRfZW1iZWRfOTU1NSI6eyJidWNrZXQiOiJodGUiLCJ2ZXJzaW9uIjpudWxsfX0%3D&frame=false&hideCard=false&hideThread=false&id=1383431671693774850&lang=en&origin=https%3A%2F%2Fwww.aa.com.tr%2Ftr%2Fturkiye%2Fcumhurbaskani-erdogan-2021-senesini-ulkemiz-ve-milletimiz-icin-bir-sahlanis-yilina-donusturecegiz%2F2211994&sessionId=40ec1c18e5b4a00fc743237fb1db894412d93d22&siteScreenName=https%3A%2F%2Ftwitter.com%2Fanadoluajansi&theme=light&widgetsVersion=ff2e7cf%3A1618526400629&width=550px

Açılışı yapılan Hasankeyf-2 Köprüsü’nün ülkeye ve millete hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, Batman-Hasankeyf-Gercüs-Midyat yolu üzerinde inşa ettikleri köprüyle bölgeye gurur verici bir yatırımı daha kazandırmış olduklarını aktardı.

Erdoğan, Hasankeyf-2 Köprüsü’nün 1001 metrelik mesafesiyle ülkenin en uzun köprüleri arasında yer aldığını, bölünmüş yol standardında inşa edilen köprüde yayalar için de bir geçiş yolunun bulunduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Toplam yatırım tutarı 439 milyon lirayı bulan bu köprü su altında kalan Batman-Midyat yolunun göl sahası dışında inşa edilen Hasankeyf’in yeni merkeziyle olan irtibatını da sağlayacaktır. Açılışını yaptığımız projeyle zamandan ve akaryakıttan önemli ölçüde tasarruf edilecektir. Batman, Mardin ve Habur Sınır Kapısı arasındaki irtibatı da sağlayacak bu köprünün bölgemiz ticaretine çarpan etkisi olacaktır.” diye konuştu.

“Yolumuzda kararlılıkla yürüdük”

Dicle Nehri üzerinde yükselen dev eserin inşasında emeği geçenleri tebrik ederek, ülkenin ve milletin hayallerini gerçeğe dönüştüren emek sahiplerinin her birine teşekkür eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Türkiye’nin ihtiyacı eser ve hizmet siyasetidir. Biz de bu anlayışla ülkemizin dört bir yanına eserlerimizle, yatırımlarımızla, hizmetlerimizle mührümüzü vuruyoruz. Ülkemizin batısında ne varsa doğusunda da o olsun diye koşturuyoruz. Bu hizmetleri de çoğu zaman terör örgütlerine, destekçilerine ve takoz muhalefetiyle önümüzü tıkamaya çalışan kifayetsizlere rağmen hayata geçiriyoruz. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizdeki projelerimizle zorlu arazi şartları yanında bölücü terör örgütünün sabotajlarıyla da uğraşıyoruz. Son 19 yılda şehirlerimiz arasındaki gelişmişlik farklarını giderme yolunda attığımız her adımda bölücü örgüt ve siyasi uzantılarını daima karşımızda bulduk. İstismar araçlarını kaybetmemek uğruna her türlü alçaklığa imza attılar.”

Terör örgütünün, Batmanlı, Mardinli, Hakkarili, Şırnaklı, Diyarbakırlı vatandaşların hizmet almaması için her türlü iğrençliği sergilediğini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

“Mesela yol yaptık, rızkının peşindeki işçileri katlettiler. Baraj yaptık müteahhitleri tehdit ettiler. Havalimanı yaptık akla, hayale gelmedik iftiralar attılar. Okul yaptık, çiçeği burnunda, gencecik öğretmenlerimizi şehit ettiler. Kütüphane, kurs, yurt, gençlik merkezi yaptık, ateşe verdiler, yakıp, yıktılar. Bölgeye yatırım getiren iş adamlarını baskıyla yıldırmaya çalıştılar. Milletimizin vergileriyle alınan belediye araçlarını, halka hizmet vermek yerine sokaklara çukur, hendek açmak için kullandılar. Burada yaşayan vatandaşlarımız özellikle Ilısu Barajımızın inşa sürecinde karşılaştığımız sıkıntıları gayet iyi biliyor. İçeride bölücü örgütün güdümündeki yapıların, dışarıda onların destekçilerinin barajla ilgili yürüttükleri kampanyaları dün gibi hatırlıyoruz. Biz bunların hiçbirine prim vermedik. Mimar Sinan gibi, yaptığın işi gönlünde hissedersen ırmaklar çağlar içinde diyerek, yolumuzda kararlılıkla yürüdük. Bizi engellemek isteyenlere cevabımızı hep daha büyük hizmetleri, eserleri ülkemize kazandırarak verdik.”https://www.youtube.com/embed/FTtvYsHDJAs?rel=0
Erdoğan, Ilısu barajını kötüleme yarışına girenlerin bu dev eser tamamlandığında ihtişamı karşısında ezildiklerini kaydetti.

Erdoğan, yolları, hastaneleri ve havalimanlarını dillerine dolayanların bu yatırımlar hizmete sokulduğunda kullanmak için sıraya girdiklerini dile getirerek, “İnşallah bundan sonra da aynı sahnelere şahit olmayı sürdüreceğiz.” ifadelerini kullandı.

Ataların “Hizmet eden izzet bulur” sözünü anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Biz de milletimize hizmetkar olmaktan daima şeref duyduk, iftihar ettik. Ülkemizin potansiyeline ve gücüne, milletimizin inancı ve azmiyle her şeyin üstesinden gelebileceğine yürekten inandık. Böylece cumhuriyet tarihimizde yapılan yatırımların katbekat fazlasını son 19 yıla sığdırmayı başardık. Bilhassa ulaştırma alanında cumhuriyet tarihimizin rekorlarını kırdık. İktidara geldiğimizde ülkemizde sadece 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol varken biz bunu 28 bin 200 kilometreye çıkardık. Otoyol uzunluğumuzu 3 bin 523 kilometreye yükselterek iki katından fazla artırdık. 2002 yılında 83 adet tünelimiz mevcutken bugün bu sayı 435’e yükseldi. Tünel uzunluğumuz 50 kilometreden 595 kilometreye, köprü ve viyadük uzunluğumuz 311 kilometreden 701 kilometreye ulaştı.”

Erdoğan, demiryollarında ülkeyi hızlı ve yüksek hızlı tren hatlarıyla tanıştırdıklarını belirterek, bunun yanında mevcut demiryolu ağının tamamına yakınını sıfırdan yapmışçasına yenilediklerini, modernize ettiklerini anlattı.

Şehirlerin önemli kısmına raylı sistem hatları, metrolar, tramvay hatları kazandırdıklarını, havalimanı sayısını 30 ilaveye 56’ya çıkartarak havayolunu halkın yolu haline getirdiklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

“Ulaştırma yatırımları noktasında bugüne kadar 932 milyar lira kaynak kullandık. Hatırlayın bir dönem bizim insanlarımız yurt dışındaki yollara, otobanlara, köprülere hayranlıkla bakardı. Özellikle gurbetçilerimiz ülkemize geldiklerinde Avrupa’daki imkanlardan övgüyle bahsederdi. İnsanlarımız çoğu zaman tedavi için, üniversite eğitimi, iş, aş bulmak için Avrupa’ya Amerika’ya gitmek zorunda kalırdı. Allah’a hamdolsun bugün bu tablo büyük oranda tersine döndü. Artık yabancılar Türkiye’ye geldiklerinde bizim yollarımıza, köprülerimize, tünellerimize, havalimanlarımıza gıptayla bakıyor. Sağlık hizmeti için artık bizim vatandaşımız yurt dışına gitmiyor. Her yıl yüzbinlerce yabancı, şifasını ülkemizdeki hastanelerde arıyor.”

“Koronavirüs salgınıyla mücadele örnek gösteriliyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin koronavirüs salgınıyla mücadelesinin hem Dünya Sağlık Örgütü hem de Batılı basın yayın organları tarafından örnek gösterildiğini belirterek, sadece son bir yılda toplam 16 bin 160 yataklı sağlık tesisinin inşaatını tamamlayarak insanların istifadesine sunduklarını kaydetti.

“Dünyada 100’a yakın ülkenin henüz ilk doz aşıya dahi ulaşamadığı bir atmosferde biz 20 milyon doz aşıyı vatandaşlarımıza uyguladık.” diyen Erdoğan, 2020’yi yüzde 1,8 gibi önemli bir büyüme oranıyla kapattıklarını vurguladı.

Erdoğan, Türk ekonomisine dair karamsar senaryolar çizen uluslararası kuruluşların bu tablo karşısında rakamlarını düzeltmeye, güncellemeye başladığını dile getirerek, şunları kaydetti:

“Aynı şekilde ihracatta, sanayi üretiminde her ay yeni rekorların haberlerini alıyoruz. Mart ayında ihracatımız geçen yılın mart ayına göre yüzde 42,2 artışla tüm zamanların en yüksek aylık ihracatı olan 18,9 milyon dolara ulaştı. Elbette sıkıntılarımız var ama aynı zamanda geleceğe ümitle bakmak için pek çok sebebe de sahibiz. İnşallah 2021 senesini ülkemiz ve milletimiz için bir şahlanış senesine dönüştüreceğiz. Bunu da hep olduğu gibi kardeşlikle, dayanışmayla, birlik ve beraberlikle başaracağız. Tüm umutlarını Türkiye’nin tökezlemesine, ülkemizin kaosa ve krize sürüklenmesine bağlayan muhterislere fırsat vermeyeceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.”

Erdoğan, konuşmasının sonunda köprünün hayırlı olması temennisinde bulunarak, emeği geçenleri tebrik etti.

“Yolun her iki tarafını yeşillendirelim”

Erdoğan konuşmasının ardından kurulan bağlantı ile Hasankeyf-2 Köprüsü açılış törenine katılanları tek tek tanıttı. Açılışın ardından kurdele ve makasların kendilerinde kalmalarını isteyen Erdoğan, köprünün tüm insanlığa hayırlı olması dileğinde bulundu.

Erdoğan’ın “Ya Allah Bismillah” sözlerinin ardından tören alanındaki kurdele katılımcılar tarafından kesildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yolun her iki yanında ağaçlandırma ve çiçeklendirme çalışmasının hızlandırılmasını isteyerek, “Biz kara toprak değil, oraya gideceğiz ama istiyoruz ki buraları şöyle güzel çam fidanlarıyla yeşillendirelim, buralardan arabalarıyla geçenler, yeşilliğin arasından geçsinler. Allah’a emanet olun.” ifadelerini kullandı.

Kovid-19’dan 52 bin 184 kişinin tedavisi/karantinası tamamlandı, 288 kişi hayatını kaybetti

Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosu, “covid19.saglik.gov.tr” adresinden paylaşıldı.

Buna göre, Türkiye’de son 24 saatte 319 bin 316 Kovid-19 testi yapıldı, 62 bin 606 kişinin testi pozitif çıktı, 288 kişi yaşamını yitirdi, hasta sayısı 2 bin 973 oldu.

Son 24 saatte 52 bin 184 kişinin Kovid-19 tedavisi ya da karantinasının sona ermesiyle iyileşen sayısı 3 milyon 643 bin 734’e yükseldi.

Test sayısı 43 milyon 467 bin 516’ya ulaştı, vaka sayısı 4 milyon 212 bin 645, vefat sayısı 35 bin 608, ağır hasta sayısı 3 bin 240 oldu.

Haftalık verilere göre, bu hafta hastalarda zatürre oranı yüzde 3,3, yatak doluluk oranı yüzde 56,7, erişkin yoğun bakım doluluk oranı yüzde 68,8, ventilatör doluluk oranı yüzde 34,9, ortalama temaslı tespit süresi 9 saat, filyasyon oranı yüzde 99,9 olarak kayda geçti.