Ermenistan ordusu Azerbaycanlı sivilleri hedef alıyor

Azerbaycan Başsavcılığından yapılan açıklamada, Ermeni güçlerinin kamu binalarını, sağlık ocaklarını, okul ve kreşleri de hedef aldığı bildirildi. 

Ermenistan ordusunun 27 Eylül’den bu yana gerçekleştirdiği saldırılarda 116 konut ve 26 kamu binası kullanılamaz hale geldi.

Ermenistan’ın saldırılarında yaşamını yitiren Azerbaycanlı sivil sayısı 15’e, yaralı sayısı 49’a çıktı.

Başsavcılık saldırılarla ilgili soruşturmaları yürütüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kovid-19 salgını ekosistemdeki bozulmanın yansımalarından birisidir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kovid-19 salgını sağlık sorunu olmanın ötesinde, ekosistemdeki bozulmanın yansımalarından birisidir.” dedi.

Erdoğan, “Tarihi mesuliyetimiz yok denecek kadar az olmasına rağmen iklim değişikliği ile mücadelede en ön saflarda yer alıyoruz.” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüzdeki on yıl insanlığın kaderini tayin edecek. Sürdürülebilir kalkınma hedefleri için biyolojik çeşitliliğin korunmasına ihtiyaç var.” diye konuştu.

Ermenistan’ın saldırılarında 11 Azerbaycanlı yaşamını yitirdi

Azerbaycan Başsavcılığından yapılan açıklamada, Ermenistan ordusunun 27-29 Eylül’de sivil yerleşim birimlerine ağır silahlarla saldırıda bulunduğu hatırlatıldı.

Ağdam ilinin Karadağlı köyüne Ermeni güçlerinin top atması sonucu 1 sivilin yaşamını yitirdiği bildirilen açıklamada farklı bölgelerdeki sivil yerleşim birimlerine yapılan saldırılarda da Azerbaycanlı 3 sivilin yaralandığı ifade edildi.

Son verilerle ölen sivil sayısı 11’e, yaralı sayısı 33’e çıktı.

Başsavcılık, Ermenistan ordusunun 27-29 Eylül’de gerçekleştirdiği saldırılarda 65 konut ve 5 kamu binasının kullanılamaz hale geldiğini de duyurdu.

Yaşamını yitiren sivillerden ikisinin 13 ve 14 yaşlarında ortaokul öğrencileri olduğu kaydedildi.

Kuveyt Emiri Şeyh Sabah hayatını kaybetti

Kuveyt devlet televizyonu, normal yayınına ara vererek Kuran-ı Kerim tilaveti yayınladıktan kısa süre sonra Kuveyt Emiri Sabah el-Ahmed el-Cabir es-Sabah‘ın yaşamını yitirdiğini duyurdu. 

Emir’in vefatına ilişkin başka detay paylaşılmadı. 

Bugün sosyal medya platformlarında, Kuveyt Emiri Sabah’ın hayatını kaybettiği yönünde paylaşımlarda bulunulmuştu.

Kuveyt hükümeti ise sadece resmi kaynaklardan bilgi alınması çağrısında bulunmuştu.

Kuveyt Bakanlar Kurulu’ndan 14 Eylül’de yapılan açıklamada, Emir’in sağlık durumunun iyiye gittiği bilgisi paylaşılmıştı.

Emir Sabah, 19 Temmuz’da başarılı bir ameliyat geçirmiş, 23 Temmuz’da da tedavisinin tamamlanması amacıyla ABD’ye gitmişti.

Kuveyt’te 2006 yılından bu yana Veliaht olarak görev yapan Şeyh Nevvaf el-Ahmed el-Cabir es-Sabah’ın tahta geçmesi bekleniyor.

Kuveyt Emiri Şeyh Sabah kimdir?

Kuveyt’in 91 yaşındaki Emiri Şeyh Sabah el-Ahmed Cabir el-Sabah, Arap dünyasında sadece ülkesinin dış işlerinde değil bölge meselelerindeki “ara bulucu ve dengeleyici” rolüyle de öne çıktı.

Şeyh Sabah, henüz 25 yaşındayken devlet kademelerinde üst düzey bürokratik görevler üstlendi.

Dönemin Kuveyt Emiri ve üvey kardeşi Cabir Ahmed es-Sabah tarafından Dışişleri Bakanlığına getirilen Şeyh Sabah, bu görevi 1963-2003 yıllarında yürüterek “en uzun süre görev yapan Dışişleri Bakanı” ünvanını aldı. Kuveyt Emiri bu görevi yürütürken aynı zamanda Başbakan Yardımcılığı gibi farklı devlet görevlerini de üstlendi.

Şeyh Sabah, 1990’da Irak’ın Kuveyt’i işgal ettiği Birinci Körfez Savaşı sırasındaki zorlu diplomasi sürecini yönetti.

Dışişleri Bakanlığı görevinin ardından Şeyh Sabah, 2003-2006 yıllarında ülkesinin Meclis Başkanlığı görevini yürüttü.

İki haftalık Veliaht Prenslikten sonra tahta çıktı

Şeyh Cabir’in 15 Ocak 2006’da hayatını kaybetmesiyle tahta geçme sırası Veliaht Prens Şeyh Saad’a geçiyordu. Ancak Şeyh Saad, tahta geçmesinin ardından sağlık durumunun kötüleşmesi üzerine Şeyh Sabah lehine tahttan çekilmeyi kabul etti.

Kabine tarafından aday gösterilen Şeyh Sabah, 29 Ocak 2006’da tahta çıktı.

Kuveyt Emiri Şeyh Sabah, devlet yönetimindeyken ülkesinin kadın hakları ve kadınların sosyal kamusal hayata katılımına ilişkin yaptığı girişimlerle tanındı.

Bunun yanı sıra Kuveyt Emiri Şeyh Sabah, ülkesinin Irak işgali sonrasındaki dış politikasının inşasında kritik rol oynadı. Şeyh Sabah, Kuveyt’in bölgedeki ideolojik çekişmelerden uzak çok eksenli bir dış politika izlemesini prensip olarak aldı.

Müteveffa Kuveyt Emiri, bölgedeki siyaset sahnesinde onlarca ara bulucuk girişiminde bulunmasıyla da öne çıktı.

Kuveyt gazetesi El-Kabs’ın haberine göre, 52 senelik kamu hizmeti hayatında Şeyh Sabah 19 ayrı krizde tarafları ortak noktada buluşturmak için çabaladı.

Yemen iç savaşındaki taraflar, Bahreyn-İran, Ürdün-Filistin Kurtuluş Örgütü, Pakistan-Bangladeş, Lübnan iç savaşı, Katar ile diğer Körfez ülkeleri arasındaki kriz gibi birçok bölgesel çatışma, kriz ve sorunun çözümü için taraflar arasında mekik dokudu.

Şeyh Sabah, Türkiye ile ilişkilerin siyasi ve ekonomik alanda ilerlemesine katkı sağlayarak, iki ülkeyi bölgesel meselelerde yakınlaştırıcı bir rol üstlendi. 

Kuveyt Emiri Şeyh Sabah, tahtta kaldığı 14 yıllık sürenin ötesine uzanan onlarca yıllık devlet hayatında, ülkesinin kuruluşundan modernleşmesine, işgalinden kurtuluşuna oynadığı rollerin yanı sıra bölgede ortak akıl için sürdürdüğü çabalarla tarihte iz bıraktı.

Kürşat Mican: Alperen ruhumla adayım.

Kürşat Mican adaylığı ile ilgili olarak yaptığı basın açıklamasında ise şu ifadelere yer verdi:

“Değerli dava arkadaşlarım, basınımızın güzide temsilcileri, Aziz Türk Milleti;

Yüce Allah’ın selamı, rahmeti, inayeti ve hidayeti üzerinize olsun. Bu önemli ve anlamlı günde bizleri yalnız bırakmadığınız için hepinize çok teşekkür ediyorum, hürmet ve muhabbetlerimi sunuyorum. Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.

Değerli arkadaşlar, malumunuz, Rusya’nın da desteklediği Ermeni Terör Devleti, Azerbaycan’a saldırıda bulunmuştur ve sivil Azeri kardeşlerimizin yaralandığını, şehit olduğunu öğrendik. Allah-u Teala öncelikle şehitlerimize rahmet eylesin. Yaralı olan kardeşlerimize şifalar versin. Biz iki devlet tek milletiz ve buradan temennimiz, duamız Azerbaycan Devleti’nin ve şanlı ordusunun, inşallah, biran evvel Karabağ’a girip Azerbaycan bayrağını dalgalandırması ve bu operasyonun muzafferiyetle sonuçlanmasıdır.

Asırlardır bu kutlu toprakları bize yurt kılmak için mücadele eden, Vatanımız, Milletimiz, Bayrağımız ve Mukaddesatımız için şehadet şerbeti içen tüm kahraman şehitlerimizi ve hassaten Şehit Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nu rahmetle, minnetle, hürmet ve muhabbetle ve sonsuz şükranla yad ediyorum.

Bugün burada ulvi davamızın hizmet aracı olan kutlu hareketimizin, Büyük Birlik Partimizin, olağan kongresinde şerefli sancağımızı inşallah devralmak üzere Partimizin Genel başkanlığına aday olduğumu sizlerle ve kamuoyuyla paylaşıyorum “
“BÜYÜK BİRLİK PARTİMİZ, NEFSİ ARZULAR, DÜNYEVİ MAKAM VE MEVKİ HIRSI, ŞAHSİ İKBALLER İÇİN KURULMADI “

“Malumunuz olduğu üzere Büyük Birlik Partimiz 29 Ocak 1993 tarihinde Şehit Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu tarafından kurulmuştur.

Kurucu Başkanımız Şehidimiz Muhsin Yazıcıoğlu; Nizam-ı Alem İ’lay-ı Kelimetullah için Türk İslam Kültür ve Medeniyetinin, Anadolu İrfanının yaşanması ve yaşatılması için asırlar boyu zulme, haksızlığa, adaletsizliğe karşı ve Allah’ın kelamını yeryüzüne hakim kılmak için mücadele eden Müslüman Türk Milletinin değerleriyle birlikte, ötekileştirilmeden, kardeşçe, çokluk içerisinde birliği tesis ederek, refah içerisinde varlığını sürdürebilmesi ve esaret altında sömürülen tüm soydaşlarımızın ve din kardeşlerimizin esaretinin son bulması için Adriyatik’ten Çin Seddine kadar kaynaşmış ve birleşmiş Büyük Türk İslam Dünyasını kurmak ve tesis etmek maksadıyla bu ulvi yola baş koymuş ve Büyük Birlik Partimizi kurmuştur!
Bilinmelidir ki; Büyük Birlik Partimiz nefsi arzular, dünyevi makam, mevki hırsı ve şahsi ikbal gayesiyle kurulmamıştır “
“KUTLU BİR DAVA BİZE MİRAS BIRAKILDI “

” Bakınız; 1000 yıl evvel Pir-i Türkistan Hoca Ahmet Yesevi Hazretlerinin yakmış olduğu iman ateşini, bin bir zorluğa, çileye, sıkıntıya, zindanlarda çektiği onca acıya, her türlü baskıya, tehdide rağmen Anadolu’da harlayarak tekrar canlanmasını sağlayan Şehit Liderimizin en büyük hayali ve gayreti; Alperen Ocaklarımızda imanlı, irfanlı, faziletli, erdemli, edepli, adaletli, özverili, merhametli, ahlaklı, vicdanlı, şecaat sahibi, vatanperver, milliyetperver, fedakar ve hal diliyle yaşayan alperenlerin yetişmesi ve ayrıca Türk Siyasetinde de her yönüyle örnek şahsiyetler olarak hizmet etmesiydi!!!

Şehit Liderimizin her daim özüyle sözü bir olmuştur. Kendi söylemiyle; düz yaşadı, düz durdu, düz yürüdü, dik durdu, doğru ilerledi.

‘Bir saniyesine dahi hükmedemediğimiz bir dünya için bu kadar fırıldak olmaya gerek yok.’ diyerek inandığı değerlerden, vatan sevgisinden, ilke, ülkü ve ideallerinden asla vazgeçmedi, taviz vermedi ve tam da bu yüzden Keş dağlarında barbar ve hain ellerce hunharca katledildi.

Şehit Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu, fani dünya hayatını terk etti belki ama bizlere miras olarak kutlu bir dava, muhteşem bir hayat hikayesi, mücadele ruhu ve azmi, ömrümüz boyunca örnek alabileceğimiz, yolumuza ışık olacak birçok davranış, ilke, veciz söz ve ciltlerce kitaba konu olacak ölümsüz öyküler bırakmıştır.

O, günümüzde eşine az rastlanır bir abide şahsiyetti. Vakıf insandı. Mazluma Yunus, Zalime Yavuz oldu hep. İnandıklarını söyledi, söylediklerini yaşadı ve adını tarihe altın harflerle yazdırdı.

Hiçbir yanlışın karşısında susmadı, hiçbir tehdide boyun eğmedi, doğru bildiğinden ödün vermedi, istikamet üzere yürüdü ve şehadetiyle de bunu tescilledi.
“11 YIL SONRA PARTİMİZ BİRCOK ACIDAN ZAYIFLATILDI BUNA MÜSADE ETMEYECEĞİZ “

” Muhsin Başkanımızın Şehadetinin üzerinden geçen 11 yıllık süre zarfında geldiğimiz noktada; partimizin birçok açıdan zayıfladığını görüyoruz, hatta başka siyasi yapılar tarafından mahalle partisi olarak addedilmemiz bizleri derinden yaralamakta ve üzmektedir.

Mazisi lekesiz ve şerefli olan partimizin temeli olan, milli mutabakat ruhunu yeniden tesis etmek, diriltmek, canlandırmak artık mecburi bir hal almıştır.

Allah’ın birliği ve Resul’ünün risâleti dışında hiçbir mutlak hakikat tanımadığını ilan eden şehit liderimizin emaneti olan partimizde, ne yazık ki artık bu mutlak hakikatlerden başka hakikatler de benimsenmeye başlanmıştır. Karşıt fikir ve görüşlere kapılar kapatılmış, küçük olsun benim olsun, benim dediğim olsun anlayışı hâkim olmuş, kuruluş felsefesinden fersah fersah uzaklaşılmıştır.

Oysa Muhsin Başkanımız Lider sultalarını reddederek, istişare, meşveret ve fikir teatisine kapısını her zaman açık tutmuştur. Daima Parti içi adaleti öncelemiş, hareketimize en ufak emek verene dahi saygı göstermiş, hiçbir emeğin zayi olmasına izin vermemiş, eleştirilere tahammül göstermiş, her zaman kucaklayıcı ve kuşatıcı bir yaklaşım sergilemiştir.

Biz Şehit Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nun evlatları olarak, göreve geldiğimiz takdirde partimizin kuruluş kodlarını, yani samimiyet halkasını, kardeşlik halkasını, dayanışma halkasını, nezaket ve letafet halkasını, istişare ve meşveret halkasını, sevgi ve saygı halkasını, adalet ve her görüşe tahammüllü olma halkasını yeniden tesis ederek Büyük Birliğimizi hep birlikte layık olduğu yüksek konuma getireceğiz!

Ve andolsun ki Liderimizi şehit edenlerden tüm siyasi ve sivil kuvvetimizi ortaya koyarak bunun hesabını soracağız, özellikle yargının ve siyasi erklerin bu karanlık olayı bir an evvel aydınlatmalarını ivedilikle sağlayacağız!

Bakınız; şu anda Parti’mizin ciddi manada bu olayın üzerine gittiğini düşünmüyorum. Aradan 11 yıl geçmiştir ve Yargıtay’daki dosya kapamak üzeredir. Bu 11 yıllık dönemde Devlet Denetleme Kurulunun, geçmiş dönemdeki Cumhurbaşkanı’nın dahi ,’’Kara kutuyu keçiler sökmedi ya!’’ demesi ve o kara kutuyu sökerken askerlerden bir tanesinin, 15 Temmuz darbe girişiminde Muğla’da Cumhurbaşkanı’mıza suikastle görevlendirilen timin arasında olduğunu da bilmek lazımdır ve onun ismi de dosyadadır. Yani birçok delil var ama maalesef Şehit Liderimizin katilleri hâlâ bulunamadı. Bu durum yüreğimizde her gün kanayan bir yara ve gün geçtikçe yaramıza tuz basılıyor.

Artık biran evvel partimizle, ocağımızla, yenisiyle, eskisiyle, genciyle, yaşlısıyla birliğimizi ve kardeşliğimizi yeniden tesis ederek; partimizin kuruluş felsefesine, kuruluş amacına, kuruluş gayesine dönülerek, birbirimizi ötekileştirmeden, birbirimizle çatışmadan, fikir teatisi sofrasını kurarak, istişare ve meşveret halkasını yeniden oluşturarak birliğimizi tesis edip, önce Şehit Liderimizin katillerini bulacağız daha sonra davamızı omuz omuza birlikte sürdüreceğiz.

Bu duygu ve düşüncelerle gerçekleştirecek olan kongremizde Büyük Birlik Partisi Genel Başkanlığına aday olduğumu açıklıyorum. Dava arkadaşlarımdan bana bu yolda destek olmalarını temenni ediyorum. Yüce Allah’tan bizlere muvaffakiyetler nasip etmesini diliyorum.

Hepinizi saygı ve sevgilerimle selamlıyor, Allah’a emanet ediyorum! “

Irak’ın kuzeyinde bir asker şehit oldu

Irak’ın kuzeyindeki Pençe-Kaplan Operasyonu bölgesinde teröristler tarafından tuzaklanan mühimmatın patlaması sonucu bir askerin şehit olduğu bildirildi.

Milli Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Irak’ın kuzeyi Pençe Harekat alanında, teröristler tarafından tuzaklanmış bir mühimmatın patlaması sonucunda, bir kahraman silah arkadaşımız yaralanmış ve derhal hastaneye sevk edilmiş, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit olmuştur. Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu olayda hayatını kaybeden aziz şehidimize Allah’tan rahmet, kederli ailesine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile asil milletimize başsağlığı ve sabır dileriz.”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay’dan başsağlığı mesajı

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, şehit olan Piyade Uzman Çavuş Serdar Temelli için başsağlığı mesajı yayımladı.

Oktay, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Pençe-Kaplan Operasyonu bölgesinde teröristlerin alçakça saldırısı sonucu şehit olan Uzman Çavuş Serdar Temelli’ye Allah’tan rahmet, ailesine sabır diliyorum. Aziz milletimizin başı sağ olsun.” ifadesini kullandı.

Bakan Akar’dan taziye mesajı

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da şehit Piyade Uzman Çavuş Temelli için taziye mesajı yayımladı.

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Bakan Akar mesajında şunları kaydetti: 

“Kahraman silah arkadaşımız, Pençe-Kaplan Operasyonu bölgesinde bugün şehit oldu. Kahraman şehidimize şahsım ve Milli Savunma Bakanlığı mensupları adına Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve asil milletimize başsağlığı ve sabır dilerim.”

Libya Devlet Konseyi Başkanı Mişri: Diyalog görüşmelerinde ön uzlaşı perşembe imzalanacak

Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK) Başkanı Halid El-MişriLibya krizindeki siyasi tarafların bir araya geldiği diyalog görüşmelerinde varılan “ön uzlaşının” perşembe günü Fas’ta imzalanacağını açıkladı.

Libya’nın yerel Febrayer kanalına konuşan Mişri, Fas’taki “Libya Diyaloğu” görüşmelerinin seyri ve ülkedeki krize dair açıklamalarda bulundu.

Mişri, “Fas’ta toplanan taraflar arasında, devlet kurumlarındaki yönetici pozisyonların belirlenmesindeki şartlar ve standartlar ile ilgili bir ön uzlaşıya varıldı ve uzlaşının imzalanması için perşembe günü Fas’ta toplantı yapılacak.” dedi.

Ülkedeki bölünmeyi sonlandırmayı, devletin bölünen kurumlarını birleştirmeyi ve askeri darbe projesini bitirmeyi sağlayacak herhangi bir diyalog davetine DYK’nin icabet edeceğini aktaran Mişri, devam eden diyalog görüşmeleri kapsamında üç sürecin ele alındığı bilgisini paylaştı.

Mişri, “Anayasaya ilişkin bir süreç var. Yürütme otoritesine ilişkin bir süreç var, ancak bu süreç şu an ertelenmiş durumda. Bir de yönetici pozisyonların belirlenmesine ilişkin fiilen başlatmış olduğumuz bir süreç var.” diye konuştu.

“Bu defa gafil avlanmayacağız” 

Fas görüşmelerine katılımları için, “elimizi uzatarak, ancak dikkatlice gideceğiz” diyen Mişri, ülkenin doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter’in, geçmişteki siyasi süreçleri baltalaması hakkında şunları söyledi:

“Tüm taraflar arasında hala büyük bir güvensizlik ortamı var ve Gadamis’te (konferansında) bunu tecrübe ettik. Diyalog için 4 Nisan 2019’da Gadamis’e davet edildik ancak savaş suçlusu Hafter, 14 Nisan’da Trablus’a saldırdı. Diyalog ve müzakerelere katılmamız, başka seçeneklerin farkında olmadığımız anlamına asla gelmez. Savaş suçlusu Hafter’in yaptığı yığınakları takip ediyoruz ve bu defa gafil avlanmayacağız.” 

Merkez Bankasının yönetimi 

Mişri, diyalog görüşmeleri kapsamında Libya Merkez Bankasının yönetim kadrosunun belirlendiğini söyledi.

Buna göre, Merkez Bankası başkanı ve 3 yönetim kurulu üyesinin TM tarafından, başkan yardımcısı ve 4 yönetim kurulu üyesinin ise YDK tarafından belirlenmesi üzerinde anlaşmaya varıldı.

Mişri, Hafter kontrolündeki doğu bölgesinde illegal faaliyet gösteren “sözde merkez bankası” için ise şu ifadeleri kullandı:

“Bayda’daki paralel merkez bankası, Libya devletine yükümlülükler çıkardı ve 50 milyardan (dinardan) fazla kamu borcu oluşturdu. Kanunsuzca sahte para bastırdı. Bilinmeyen harcamaları ve yağma noktasına gelen yolsuzlukları bulunuyor. Trablus ve Bayda’daki merkez bankalarını takip eden bir uluslararası heyet bulunuyor ve bu heyetin ulaşacaklarının takipçisi olacağız.” 

Ülkede bölünmüş durumdaki parlamento sistemine de değinen ve “parlamento (vekillerinin) bir kısmının Trablus’ta, bir kısmının doğu bölgesinde, bir kısmının da ülke dışında konumlanmış durumda” olduğuna işaret eden Mişri, “bu parçalardan hiçbirinin kendi başına, diğerleri olmadan karar almayacağını” belirtti. 

“Türkiye olmasaydı yabancı paralı askerler başkente girecekti” 

Türkiye ve Libya arasında imzalanan mutabakat muhtıraları çerçevesinde Türkiye’nin Libya’daki meşru hükümete verdiği desteği savunan Mişri, şunları söyledi:

“Libya Siyasi Anlaşması (2015 Suheyrat Anlaşması), Ulusal Mutabakat Hükümetine anlaşma imzalama ve silah temin etme hakkı tanımıştır. Türkiye’nin yardımları olmasaydı, Wagner güçleri ve Çadlı paralı askerler Trablus’a girmek üzereydi. Net bir istikrar ortamı (Libya’da) sağlanana kadar bu anlaşmalara müdahale edilmesini asla kabul etmeyeceğiz.” 

Muaytik ve Hafter’in petrol anlaşması 

Darbeci Hafter ile herhangi bir anlaşmaya varılmasını net bir dille reddeden Mişri, şöyle konuştu:

“Savaş suçlusu Hafter’in, siyasi veya askeri olarak, tek bir santimetrekare alan veya herhangi bir makam elde etmesini asla kabul etmeyeceğiz. Bu savaş suçlusunun yer aldığı hiçbir anlaşmayı da kabul etmeyeceğiz.”

Bu kapsamda, Muaytik’in Hafter ile petrol üretimi ve ihracatının yeniden başlatmasına ilişkin 18 Eylül’de vardığı anlaşmayı eleştiren Mişri, şöyle devam etti:

“Başkanlık Konseyi üyesi (ve Başbakan Yardımcısı) Ahmed Muaytik ve savaş suçlusu (Hafter) arasında yaşanan anlaşma, Hafter’i içine düştüğü boğulma halinden kurtarmak anlamındadır. Petrol tesisleri zaten Hafter’e rağmen açılacaktı.”

Muaytik’in, kimse ile istişare etmeden, tek başına bu kararı aldığını ve kendisinin başkanlık edeceği, hükümetten bile fazla yetkilere sahip bir komite kurduğunu kaydeden Mişri, buna şaşırdıklarını vurguladı.

Mişri, petrol tesislerinin açılmasından yana olduklarını ancak bunun şantaj olmadan yapılması gerektiği vurgulayarak, “Petrol tesislerini kapatan ve yaklaşık 9 milyar dolar zarara neden olanların hesaba çekilmesi gerekiyor. Sayın Muaytik, bu yaptığından öylece sıyrılamaz. Bu hususta Başkanlık Konseyi’ne yazı yazdık ve başka adımlar da atacağız.” dedi.

Sirte ve Cufra’nın silahtan arındırılması 

Mişri, ülkede kalıcı bir ateşkes ve siyasi çözüm için şart olarak görülen Hafter kontrolündeki Sirte ve Cufra bölgelerinin silahtan arındırılması planına ilişkin, şunları aktardı:

“Plan, bölgenin 30 kilometre doğusu ve batısınının, her iki tarafın güçlerinden boşaltılmasını öngörmektedir. Bu, şu an uzlaşılan bir durum değil, üzerinde nihai bir anlaşmaya varılmamış bir fikir olarak vardır.”

Mişri, prensiplerden taviz vermeden ve yönetimde askeri vesayetin olmasına izin vermeden, barışı ve Libya devletinin birliğini sağlayacak her umut ışığını takip edeceklerini de sözlerine ekledi. 

Libya Diyalog Toplantısı 

Fas’ın Buznika kentinde Libya Devlet Yüksek Konseyi ile Hafter’in siyasi müttefiki TM heyetleri arasında 6-10 Eylül’de görüşmeler yapılmıştı.

Görüşmelerin kapanış oturumunda, ülkedeki üst düzey kurumlara getirilecek isimlerin atama kriterleri hakkında uzlaşıya varılmış, söz konusu anlaşmayı hayata geçirecek prosedürlerin tamamlanması için eylül ayının son haftasında yeniden toplanma kararı alınmıştı.

Fas’ta 2015 yılında imzalanan Suheyrat Anlaşması’nın 15’inci maddesine göre, söz konusu üst düzey kurumlar, “Libya Merkez Bankası Müdürü, Sayıştay Başkanı, İdari Kontrol Birimi Başkanı, Yolsuzlukla Mücadele Heyeti Başkanı, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı ve Üyeleri, Yüksek Mahkeme Başkanı ve Başsavcı”dan oluşuyor.

Libya’nın doğusu ve batısında iki ayrı yönetim olması nedeniyle söz konusu üst düzey kurumlar da çift başlı bir yapı sergiliyor.

Dünya genelinde Kovid-19 tespit edilen kişi sayısı 33 milyon 552 bini aştı

Kovid-19 görülen ülke ve bölgelerdeki vakalara ilişkin güncel verilerin derlendiği “Worldometer” internet sitesine göre, dünya genelinde virüs nedeniyle 1 milyon 6 bin 381 kişi yaşamını yitirdi.

Vaka sayısı, dünya genelinde 33 milyon 552 bin 625’e çıkarken, virüs saptanan 24 milyon 881 bin 239 kişi sağlığına kavuştu. Tedavisi devam eden 7 milyon 665 bin 5 vaka bulunuyor.

En fazla vaka ve ölümün görüldüğü ABD’de 7 milyon 361 bin 611 kişide Kovid-19 tespit edildi, salgın nedeniyle 209 bin 808 kişi hayatını kaybetti.

ABD’nin yanı sıra vaka sayıları 300 bini geçen ülkeler şöyle:

“Hindistan (6 milyon 145 bin 291), Brezilya (4 milyon 748 bin 327), Rusya (1 milyon 159 bin 573), Kolombiya (818 bin 203), Peru (808 bin 714), İspanya (748 bin 266), Meksika (733 bin 717), Arjantin (723 bin 132), Güney Afrika (671 bin 669), Fransa (542 bin 639), Şili (459 bin 671), İran (449 bin 960), İngiltere (439 bin 13), Bangladeş (360 bin 555), Irak (353 bin 566) Suudi Arabistan (333 bin 648), Türkiye (315 bin 845), Pakistan (311 bin 516), İtalya (311 bin 364) ve Filipinler (307 bin 288).”

ABD’nin yanı sıra ölü sayısı 10 bini geçen ülkeler ise şöyle sıralandı:

“Brezilya (142 bin 161), Hindistan (96 bin 351), Meksika (76 bin 603), İngiltere (42 bin 1), İtalya (35 bin 851), Peru (32 bin 324), Fransa (31 bin 808), İspanya (31 bin 411), İran (25 bin 779), Kolombiya (25 bin 641), Rusya (20 bin 385), Güney Afrika (16 bin 586), Arjantin (16 bin 113), Şili (12 bin 698), Ekvador (11 bin 280) ve Endonezya (10 bin 473).”

Kovid-19 görülen ülke ve bölgelerdeki vakalara ilişkin güncel verilerin derlendiği “Worldometer” internet sitesine göre, dünya genelinde virüs nedeniyle 1 milyon 6 bin 381 kişi yaşamını yitirdi.

Vaka sayısı, dünya genelinde 33 milyon 552 bin 625’e çıkarken, virüs saptanan 24 milyon 881 bin 239 kişi sağlığına kavuştu. Tedavisi devam eden 7 milyon 665 bin 5 vaka bulunuyor.

En fazla vaka ve ölümün görüldüğü ABD’de 7 milyon 361 bin 611 kişide Kovid-19 tespit edildi, salgın nedeniyle 209 bin 808 kişi hayatını kaybetti.

ABD’nin yanı sıra vaka sayıları 300 bini geçen ülkeler şöyle:

“Hindistan (6 milyon 145 bin 291), Brezilya (4 milyon 748 bin 327), Rusya (1 milyon 159 bin 573), Kolombiya (818 bin 203), Peru (808 bin 714), İspanya (748 bin 266), Meksika (733 bin 717), Arjantin (723 bin 132), Güney Afrika (671 bin 669), Fransa (542 bin 639), Şili (459 bin 671), İran (449 bin 960), İngiltere (439 bin 13), Bangladeş (360 bin 555), Irak (353 bin 566) Suudi Arabistan (333 bin 648), Türkiye (315 bin 845), Pakistan (311 bin 516), İtalya (311 bin 364) ve Filipinler (307 bin 288).”

ABD’nin yanı sıra ölü sayısı 10 bini geçen ülkeler ise şöyle sıralandı:

“Brezilya (142 bin 161), Hindistan (96 bin 351), Meksika (76 bin 603), İngiltere (42 bin 1), İtalya (35 bin 851), Peru (32 bin 324), Fransa (31 bin 808), İspanya (31 bin 411), İran (25 bin 779), Kolombiya (25 bin 641), Rusya (20 bin 385), Güney Afrika (16 bin 586), Arjantin (16 bin 113), Şili (12 bin 698), Ekvador (11 bin 280) ve Endonezya (10 bin 473).”

Yurt içi piyasalar YEP’i bekliyor

Küresel piyasalar pozitif bir seyir izlerken, yurt içinde bugün açıklanacak Yeni Ekonomi Programı (YEP) takip edilecek.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak‘ın, bugün saat 11.00’de açıklayacağı YEP ve 2021 yılı merkezi yönetim bütçesiyurt içi piyasaların odağında bulunuyor.

YEP ile 2021-2023 dönemi için enflasyon, istihdam, büyüme, ihracat, cari denge gibi temel makro göstergelere ilişkin hedefler belirlenmiş olacak. Genel ekonomik koşulların gerekleri doğrultusunda hazırlıkları yürütülen programda, temel ekonomik büyüklükler yanında, makro politikalar ve ilkeler de yer alacak.

Analistler, programın, piyasalar için öngörülebilirliği artırması bakımında oldukça önemli olduğunu belirterek, sektörel bazlı hedeflerin belirlemesi nedeniyle pay piyasalarının da gündeminde bulunduğunu kaydetti.

Küresel piyasalarda dün artan risk iştahı ile pozitif bir seyir izlendi. Artan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vaka sayılarına karşın aşı konusundaki olumlu haber akışı ve ekonomiye teşviklerin devam edeceği beklentileri pay piyasalarının pozitif seyrindeki en önemli etken oldu.

ABD’de, Kovid-19 salgınının ekonomik etkileriyle mücadeleye yönelik hayata geçirilmesi planlanan teşvik paketine ilişkin beklentilerle Dow Jones endeksi yüzde 1,51, S&P 500 endeksi yüzde 1,66 ve Nasdaq endeksi yüzde 1,87 değer kazandı.

ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, yeni bir teşvik paketinin hayata geçirilmesinin “mümkün” olduğunu söylemesinin ardından piyasalardaki pozitif hava devam ederken, bugün ABD’de 3 Kasım’da düzenlenecek 59. Başkanlık Seçimleri öncesi, başkan adayları Donald Trump ve Joe Biden’ın yapacağı ilk canlı yayın tartışması takip edilecek.

Yapılan son anketlerde Biden’ın, Trump’ın sadece yüzde 2 önünde olması ve Trump’ın rakibiyle arayı kapatması nedeniyle tartışmaların öneminin arttığı belirtiliyor.

Avrupa borsalarında dün alımların güçlendiği, avro/dolar paritesinin ise düşüş eğilimini sonlandırarak 1,16-1,17 bandında dengelendiği görüldü. Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde’ın gerçekleştirdiği konuşmada, ekonomideki toparlanmayı daha fazla parasal teşvikle desteklemeye hazır olduklarını söylemesi sonrası pay piyasalarında yüzde 3’ü aşan yükselişler dikkati çekti.

Dün Almanya’da DAX endeksi yüzde 3,22, Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 2,40 ve İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 1,46 değer kazandı.

ABD ve Avrupa borsalarındaki pozitif seyir Asya piyasalarıyla yeni güne de taşındı. Kapanışa yakın Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,2, Çin’de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,3 ve Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 0,9 yükseliş kaydetti.

Yurt içinde, dün düşüş eğiliminde hareket eden BIST 100 endeksi, günü yüzde 0,27 değer kaybıyla 1.121,17 puandan tamamladı. Dolar/TL ise, dün 7,8041’den kapanış yapmasının ardından bugün bankalararası piyasanın açılışında 7,8180 seviyesinde işlem görüyor.

Analistler, bugün yurt içinde gözlerin YEP ve 2021 yılı merkezi yönetim bütçesine çevrildiğini ifade ederek, yurt dışında ise Avro Bölgesinde tüketici güven endeksi ve Almanya’da enflasyon başta olmak üzere veri gündeminin takip edileceğini belirterek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 1.130 ve 1.155 seviyelerinin direnç, 1.090 puanın destek konumuna geldiğini söyledi.

Piyasalarda bugün takip edilecek veriler şöyle:

10.00 Türkiye, eylül ayı ekonomik güven endeksi

12.00 Avro bölgesi eylül ayı tüketici güven endeksi

15.00 Almanya, eylül ayı Tüketici Fiyat Endeksi

15.30 ABD, ağustos ayı dış ticaret dengesi ve toptan eşya stokları

17.00 ABD, eylül ayı tüketici güven endeksi

Ermenistan-Azerbaycan cephe hattında çatışmalar sürüyor

Azerbaycan Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, Ermenistan güçlerinin Fuzuli-Cebrail ve Ağdere-Terter yönlerinde kaybettikleri mevzileri geri almak için saldırı girişiminde bulunduğu belirtildi. 

Açıklamada, Azerbaycan ordusunun bu bölgelerdeki birliklerinin, Ermenistan güçlerinin saldırılarını önlediği kaydedildi.

Açıklamada, gece çatışmalarında Ermenistan güçlerinin Ağdere yönündeki Madagiz bölgesinden hareket eden zırhlı araç konvoyu ve onlara destek veren topçu bataryasının Azerbaycan Hava Kuvvetlerine bağlı unsurlar ve kara birlikleri tarafından imha edildiği aktarıldı. 

Fuzuli-Cebrail yönünde de sabah saatlerinde Ermenistan’a ait 1 tank ve 1 aracın imha edildiği, yaklaşık 10 askerin etkisiz hale getirildiği belirtilen açıklamada, şiddetli çatışmaların devam ettiği, Ermenistan güçlerinin ağır kayıplar vererek geri çekilmeye zorlandığı kaydedildi.

Fuzuli kentini işgalden kurtarmak için operasyon sürüyor

Bakanlığın bir diğer açıklamasında da Fuzuli kentinin Ermenistan güçlerinden temizlenmesi için başlatılan operasyonun sürdüğü aktarılarak, sabah saatlerinde Ermenistan ordusuna ait 4 tankın daha imha edildiği bilgisi verildi.

Ayrıca, Ermenistan ordusunun Daşkesen ilini top atışına tuttuğu bildirilen başka bir açıklamada ise Azerbaycan ordusunun önlem için karşılık vereceği belirtildi.